Girit ile ilgili Türkçeye yerleşmiş bazı deyimler dikkatinizi çekmiştir. Bunlardan biri “şimdi gördün mü Hanya’yı Konya’yı” diğeri de “Tepside tirit alındı Girit”
Arapça ’da Tirit; taghrib, tashreeb, thareed gibi farklı telaffuzlara sahip. Ancak kökeninin Farsça olduğu iddia ediliyor. Farsça ’da “tirid” veya “tarid” yani “süte veya et suyuna batırılmış ekmek “anlamında.
Orta Asya’da beşparmak yemeğiyle benzerlik gösteren tirit, Anadolu’nun çeşitli yörelerinde farklı tariflere uğruyor. Kimi kaz etinden, kimi inek ve koyundan kimi de tavuk etinden yapıyor ‘tiridi.
İki farklı Tirit ve Girit hikayesi
Girit’in Venedik’ten alınış süreci 1645’te başlar. Venedik Cumhuriyeti ve müttefikleri Malta Şövalyeleri, Papalık Devleti ve Fransa’nın bir araya gelerek Osmanlı İmparatorluğu’na karşı verdiği bu mücadele 1669 yılında Osmanlı’nın yenilgisiyle sonuçlanır. 24 yılda 130 binden fazla askerin şehit olduğu bu süreç, hazineyi zora sokar, İstanbul’da yer yer isyanlara neden olur.
Girit’in alınması için talimatlarını yenileyen Sultan İbrahim’in ardından tahta geçen, Avcı lakabıyla tanınan 4’üncü Mehmet katı bir kural koyar, Girit feth edilmeden kim yanına gelirse ve Girit’ten bahsederse cezalandırılması talimatını verir.
Fazıl Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı donanması Girit Adasını ele geçirir. Saray erkanı haberi vermekten çekinir. İş sarayın aşçısına düşer. Saray aşçısı çok güzel bir ziyafet hazırlar ve padişahın o güne kadar görmediği bir yemek yapar. Sultan Avcı Mehmet’e yemek sunulduğunda, sofradaki eşsiz lezzetin adını sorar Aşçı uyanık ve şairane bir dille yanıt verir: Tepside tirit, alındı Girit.
Benzer hikâye Ispartalı Serasker Sadrazam Hüseyin Avni Paşa içinde anlatılır. Girit isyanının önlendiğini Sultan Abdülaziz'e bildirmek için Hüseyin Avni Paşa, Yanya'da Rum kuyumcularına büyük bir gümüş tabak yaptırmış, tabağın ortasına da "Tabakta tirit, alındı Girit" yazdırmıştır.
Girit Gerçeği: Doğu Akdeniz’de Krizin Sessiz Aktörü
Yunanistan ile Türkiye arasında yıllardır süren Doğu Akdeniz geriliminde Girit’in statüsü göz ardı ediliyor. Oysa uluslararası anlaşmalara göre adanın yalnızca dörtte biri Yunanistan’a ait; dörtte üçlük kısmın sahibi ise Türkiye. Gerçeklerin yeniden masaya yatırılmasına ne dersiniz?
Doğu Akdeniz’de Türkiye ile Yunanistan arasında yıllardır süren gerilimde gözler sıkça kıta sahanlığı, enerji kaynakları ve adaların silahlandırılmasına çevrilse de, pek gündeme gelmeyen ancak bir o kadar önemli bir mesele daha var: Girit Adası’nın statüsü. Uluslararası anlaşmalara göre Girit’in tamamı Yunanistan’a ait değil. Aksine, adanın yalnızca dörtte biri Yunanistan’a bırakılmış durumda. Girit’in dörtte üçü ise hukuken Türkiye’ye ait. Bu tarihi ve hukuki gerçek şimdi yeniden gündeme geliyor.
Jeopolitik dengelerin hızla değiştiği bu dönemde, kamuoyunun Girit’in gerçek statüsüne dair bilgilenmesi, yalnızca tarihsel bir gerçeği hatırlatmakla kalmayıp, aynı zamanda bölgedeki hak ve menfaatlerimizin korunması açısından da büyük önem taşıyor.
Girit her ne kadar günümüzde Yunanistan'a bağlı ve Atina'nın kontrolünde olsa da Türkiye'ye yakınlığı ve geçmişte Türk egemenliğinde kalması nedeniyle bir Türk toprağı. Hiç şüphesiz Girit’in Türk toprağı olduğunu bir iddia ve tez olmaktan çıkarıp uluslararası platformlarda ve Türk Kamuoyunda egemenlik hakkı statüsünde değerlendirilmesini sağlayan M.S.B.Eski Genel Sekreteri Ümit YALIM olmuştur.
Girit’te Muhtariyet Süreci ve Osmanlı’nın Çekilişi ve 1908'de Girit'in Yunanistan’a Katılımı ve Osmanlı’nın Tutumu
Girit, 1669 yılında Kandiye şehrinin ele geçirilmesiyle bütünüyle Osmanlı İmparatorluğu topraklarına dahil oldu. Osmanlı’nın bu adada diğer fetih bölgelerinde uyguladığı “Anadolu’dan nüfus göç ettirme (şenlendirme)” politikası uygulamamasına rağmen, ihtida (din değiştirme) ve evlenmeler yoluyla Müslüman nüfus giderek arttı.
1830 yılında Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasıyla başlayan dönem, Girit Adası’nda 19. yy. boyunca sürecek Rum isyanlarının ve kargaşanın hüküm sürmesiyle devam etti. Yüzyıl sonunda (1897) Büyük Devletlerin işgali altında kalan Girit’te artık muhtariyet dönemi başlamış, Osmanlı ordusu adadan çekilmişti. 1908’de Girit tek taraflı olarak Yunanistan’a katıldığını ilan etti. Osmanlı bu katılımı resmen tanımadı, fakat fiili durumu değiştiremedi.
Girit’in Hukuki Statüsünün Uluslararası Antlaşmalarla Belirlenmesi
Girit Adası'nın hukuki statüsü, özellikle 20. yüzyılın başındaki uluslararası antlaşmalarla şekillenmiştir. İlgili antlaşmalar, Osmanlı İmparatorluğu, Balkan devletleri ve diğer Avrupa güçleri arasında yapılan önemli diplomatik düzenlemelerdir.
Girit Adası'nın Osmanlı İmparatorluğu'ndan çıkışı ve sonraki hukuki statüsü, 20. yüzyılın başlarında imzalanan dört uluslararası antlaşma ile belirlenmiştir: 30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması, 10 Ağustos 1913 Bükreş Antlaşması, 14 Kasım 1913 Atina Antlaşması ve 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması.
30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması
Birinci Balkan Savaşı’nın ardından Osmanlı Devleti ile Yunanistan, Bulgaristan, Karadağ ve Sırbistan arasında imzalanan 1913 Londra Antlaşması ile Girit Adası, Osmanlı Devleti’nin egemenliğinden çıkmıştır. Antlaşmanın 4. maddesi uyarınca Girit Adası, dört Balkan devletine (Yunanistan, Bulgaristan, Karadağ ve Sırbistan) paylı mülkiyet şeklinde verilmiştir. Bu antlaşmada Girit Adası'nın doğrudan Yunanistan’a verildiği, terkedildiği ya da bağlandığına dair herhangi bir ifade yer almamaktadır. Bu çerçevede, Girit üzerindeki egemenlik dört devlet arasında müşterek olarak tanımlanmış, Yunanistan’ın adada tek başına ferdi mülkiyeti tanınmamıştır.
10 Ağustos 1913 Bükreş Antlaşması
İkinci Balkan Savaşı’nın ardından imzalanan Bükreş Antlaşması ile Bulgaristan, Girit Adası üzerindeki dörtte birlik hakkından feragat etmiştir. Ancak bu feragat Yunanistan lehine yapılmamıştır. Antlaşmanın 5. maddesi uyarınca Bulgaristan’ın vazgeçtiği bu hak, herhangi bir devlete devredilmediği için aslına, yani Osmanlı Devleti’ne rücu etmiştir. Antlaşmanın hiçbir yerinde Girit Adası'nın Yunanistan’a devredildiğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Üstelik bu antlaşma, dönemin Yunan Başbakanı Venizelos tarafından da imzalanmıştır.
Girit Adası’nın Egemenliğinin Tartışmalı Niteliği
Bu iki antlaşma esas alındığında, Girit Adası üzerindeki dörtte birlik mülkiyet Yunanistan’a değil, müşterek olarak dört Balkan devletine aittir. Bulgaristan’ın payından feragat etmesiyle oluşan boşluk, Yunanistan lehine değil, Osmanlı Devleti’ne dönmüştür. Bu bağlamda, Girit’in tamamının Yunanistan’a ait olduğu yönündeki iddia, hukuki metinlerle doğrulanmamaktadır. Adanın çevresindeki ada, adacık ve kayalıklar ise bu dönemde hâlen Osmanlı egemenliğinde kalmıştır.
Girit Adası’nın hukuki statüsü, her ne kadar zaman içinde fiili durumlar ve siyasi gelişmelerle şekillenmiş olsa da, uluslararası hukuk açısından netleşmesi Lozan Antlaşması’na kadar mümkün olmamıştır. 1913 tarihli Londra ve Bükreş Antlaşmaları, Girit’in doğrudan Yunanistan’a verilmediğini; aksine adanın müşterek bir statüde olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu durum, Girit’in hukuki statüsünün sanıldığından daha karmaşık ve çok taraflı bir yapıda olduğunu göstermektedir.
2. Dünya Savaşında Girit ve Türkler
II. Dünya Savaşı sırasında Girit’te yaşayan Türkler, sayıca oldukça azalmış bir topluluk halindeydi. 19. yüzyıl sonu ve özellikle 1923 Lozan Antlaşması sonrası yapılan Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesiyle adadaki büyük çoğunluk Türk nüfusu Türkiye’ye göç etmişti. Ancak çeşitli nedenlerle mübadele dışında kalan ya da farklı statülerde kalan az sayıda Türk, Girit’te yaşamaya devam etti.
1941 yılında Nazi Almanya’sı, Girit’i hava harekâtıyla işgal etti. "Girit Muharebesi" olarak bilinen bu saldırı sırasında Almanlar ağır kayıplar verdi. İşgal sonrası, Nazi birlikleri adada geniş çaplı baskı ve şiddet uygulamalarına girişti.
Girit halkı, dağlık yapının avantajını kullanarak güçlü bir gerilla direnişi başlattı. Yerel direnişçilere, müttefik askerlerinden geride kalanlar da katıldı. Bu gerilla savaşı, Nazi işgalini zorlaştırdı ve Alman güçlerine büyük kayıplar verdirdi. Girit, savaş boyunca büyük yıkıma uğradı. Köyler yakıldı, binlerce sivil katledildi. Nazi işgali, adanın tarihinde yaşadığı en kanlı dönemlerden biri olarak hafızalara kazındı.
1913 Antlaşmaları Çerçevesinde Girit Adası'nın Hukuki Statüsü
Birinci Balkan Savaşı’nın ardından Osmanlı Devleti ile Yunanistan, Bulgaristan, Karadağ ve Sırbistan arasında 30 Mayıs 1913’te Londra Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmanın 4. maddesi uyarınca Girit Adası, dört Balkan devletine (Yunanistan, Bulgaristan, Karadağ, Sırbistan) ortak şekilde tahsis edilmiştir. Antlaşmada, Girit’in yalnızca Yunanistan’a bırakıldığına veya bağlandığına dair herhangi bir ifade bulunmamaktadır. Bu yönüyle adanın mülkiyeti, paylı (müşterek) egemenlik esasına dayanıyordu.
Kısa bir süre sonra, İkinci Balkan Savaşı sonrasında, taraf devletler arasında 10 Ağustos 1913’te Bükreş Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma ile Bulgaristan, Girit üzerindeki dörtte birlik hakkından feragat etmiştir. Ancak bu feragat, doğrudan Yunanistan lehine yapılmamış, bu nedenle Bulgaristan’ın hakkı aslına, yani Osmanlı Devleti’ne rücu etmiştir.
Bu iki antlaşma birlikte değerlendirildiğinde, Yunanistan’ın Girit üzerinde tek başına ve mutlak mülkiyet hakkı bulunmadığı açıkça ortaya konmaktadır. Yunanistan’ın adaya yönelik iddiaları, hukuki dayanağını bu antlaşmalardan değil, daha sonraki siyasi ve fiili gelişmelerden almıştır.
1913–1923 Antlaşmaları Çerçevesinde Girit Adası’nın Hukuki Statüsü
Girit Adası'nın mülkiyeti, 20. yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti ile Balkan devletleri arasında imzalanan bir dizi antlaşmayla şekillenmiştir. Bu antlaşmaların hiçbirinde Girit’in doğrudan ve tek taraflı olarak Yunanistan’a bırakıldığına dair açık bir hüküm bulunmamaktadır.
30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması, Birinci Balkan Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti ile Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ arasında imzalanmıştır. Antlaşmanın 4. maddesi uyarınca Girit Adası, dört Balkan devletine paylı mülkiyet esasıyla tahsis edilmiştir. Bu antlaşmada, Girit’in yalnızca Yunanistan’a verildiğine dair hiçbir ifade yer almamaktadır.
10 Ağustos 1913 Bükreş Antlaşması ise İkinci Balkan Savaşı’nın ardından imzalanmış ve Bulgaristan, Girit üzerindeki dörtte birlik hakkından feragat etmiştir. Ancak bu feragat, Yunanistan lehine yapılmamış; dolayısıyla Bulgaristan’ın payı aslına rücu ederek Osmanlı Devleti’ne geri dönmüştür. Bu durum, antlaşmayı imzalayan Yunanistan Başbakanı Venizelos tarafından da kabul edilmiştir.
14 Kasım 1913 Atina Antlaşması, Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında imzalanmıştır. Antlaşmanın 15. maddesinde, taraflar 30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması hükümlerini, özellikle 5. maddesini uygulamayı taahhüt etmiştir. Böylece, Girit Adası üzerindeki dörtte birlik mülkiyetin Yunanistan’a ait olduğu, ancak adanın tamamı üzerinde tek taraflı egemenlik bulunmadığı bir kez daha teyit edilmiştir.
Son olarak, 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması, Girit Adası’nın statüsünü yeniden ele almıştır. Antlaşmanın 12. maddesi ile taraf devletler, 14 Kasım 1913 tarihli Atina Antlaşması'nın uygulanacağını ve dolayısıyla Londra Antlaşması hükümlerinin geçerli olduğunu teyit etmiştir. Böylece, Girit Adası’nın sadece dörtte birinin Yunanistan’a ait olduğu, kalan mülkiyetin ise Karadağ, Sırbistan ve Bulgaristan gibi diğer taraf devletlerle birlikte müşterek mülkiyet çerçevesinde değerlendirileceği kayıt altına alınmıştır.
1913–1923 dönemindeki uluslararası antlaşmalar ışığında Girit Adası’nın tamamı hiçbir zaman Yunanistan’a verilmemiş; yalnızca dörtte birlik kısmı üzerinde ferdi mülkiyet tanınmıştır.
Lozan Antlaşması Sonrası Girit Adası Üzerindeki Paylı Mülkiyetin Durumu
Her ne kadar Bulgaristan, Lozan Antlaşması’na taraf devletlerden biri olmasa da daha önce 10 Ağustos 1913 tarihli Bükreş Antlaşması ile Girit Adası üzerindeki dörtte birlik hakkından yazılı olarak feragat etmişti. Lozan Antlaşması sonrası dönemde ise Bulgaristan, bu feragatını fiilen de teyit ederek adadaki hak iddiasından tamamen vazgeçmiştir.
Sırbistan da, Lozan Antlaşması'nın ardından geçen süreçte Girit Adası üzerindeki dörtte birlik hakkından fiilen feragat etmiştir. Benzer şekilde, Karadağ da Girit üzerindeki haklarından fiili olarak vazgeçmiş, böylece adanın üzerindeki çok taraflı paylı mülkiyet yapısı, zamanla Yunanistan lehine tek taraflı bir fiili duruma dönüşmüştür.
Bu gelişmeler, Girit’in hukuki statüsünde yazılı antlaşmalarla belirlenen müşterek mülkiyetin, diplomatik ve siyasi gelişmelerle birlikte hukuki olarak değil oldubitti şekilde fiili olarak Yunanistan’ın kontrolüne geçmesine zemin hazırlamıştır.
Uzun lafın kısası tekrarda olsa şöyle; Girit Adası’nın hukuki statüsünü belirleyen, 30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması, 10 Ağustos 1913 Bükreş Antlaşması, 14 Kasım 1913 Atina Antlaşması ve 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’na göre Girit Adası’nın sadece dörtte biri Yunanistan’a aittir.
Bulgaristan, Girit Adası üzerindeki dörtte birlik payından yazılı ve fiili olarak; Sırbistan, Girit Adası üzerindeki dörtte birlik payından fiili olarak; Karadağ da Girit Adası üzerindeki dörtte birlik payından fiili olarak feragat etmiştir.
Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ tarafından yapılan feragat (vazgeçme), Yunanistan lehine yapılmamıştır. Yunanistan lehine feragat (vazgeçme) yapılmadığı için Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ’ın Girit Adası üzerindeki toplam dörtte üçlük payı aslına rücu olmuştur. Yani anılan dörtte üçlük pay Osmanlı Devleti’ne geri dönmüştür.
Osmanlı Devleti’nin hak ve borçları küllî halefiyet yoluyla Türkiye Cumhuriyeti’ne geçmiştir. Girit Adasının hukuki statüsünü belirleyen uluslararası antlaşmalar ve uluslararası hukuka göre Girit Adası’nın dörtte üçü ve adanın etrafındaki ada, adacık ve kayalıklar, Osmanlı Devleti’nin küllî halefi olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne aittir.
Türkiye'nin Girit ve Ege Adaları üzerindeki egemenlik
hakları çerçevesinde Yunanistan'a çağrısı ne olmalı?
Türkiye, Girit Adası ve çevresindeki statüsü tartışmalı adalar konusunda uluslararası hukuka dayalı tutumunu uzun yıllardır sürdürmektedir. Özellikle 1960’lı yılların ortalarından itibaren, Yunanistan’ın uluslararası antlaşmalarla silahsızlandırılmış statüde olması gereken adaları silahlandırdığı yönündeki açık ihlalleri, Ankara tarafından defalarca resmi kanallardan gündeme getirilmiştir.
Lozan (1923) ve Paris (1947) Antlaşmaları, Ege’deki birçok adanın gayri askeri statüde kalmasını öngörmüşken, Yunanistan’ın bu hükümlere aykırı olarak 21 adayı silahlandırması, bölgedeki barış ve istikrarı tehdit eden provokatif bir adımdır. Bu adalar arasında Girit, Lemnos, Sakız, Samos, Kos, Rodos ve Midilli gibi stratejik öneme sahip bölgeler bulunmaktadır.
Türkiye, hukuki dayanaklardan yola çıkarak, Girit Adası’nın yalnızca dörtte birinin Yunanistan’a ait olduğunu, kalan dörtte üçlük kısmın ise Osmanlı mirası çerçevesinde Türkiye’nin egemenlik alanında olduğunu vurgulamalıdır.
Bu kapsamda, Yunanistan’dan; Girit Adası’nın dörtte üçünü ve Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi ve Koufonisi gibi Girit çevresindeki 5 Türk Adasını derhal boşaltarak Türkiye’ye teslim etmesi; ayrıca Ege Denizi’nde fiili olarak işgal ettiği 13 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığını da boşaltarak hukuka uygun şekilde Türkiye’ye iade etmesi; talep edilmelidir.
Ayrıca, Yunanistan’ın Heraklion Hava Üssü dahil olmak üzere Girit’teki Türk toprakları üzerinde bulundurduğu tüm askeri varlıklarını derhal tahliye etmesi gerekmektedir. Bu talepler, yalnızca Türkiye’nin egemenlik haklarının korunması değil, aynı zamanda uluslararası hukukun ve bölgesel barışın tesisi açısından da önem arz etmektedir. Türkiye, bölgede barış ve istikrarın korunması adına, uluslararası hukuk çerçevesindeki meşru haklarını savunmaya ve ilgili gelişmeleri dünya kamuoyunun dikkatine sunmaya devam edecektir.
Türkiye; dosta güven, düşmana korku veren bir güçtür. Barışın güvercini olmayı şeref saydığı kadar, gerektiğinde savaşın kartalı olmaktan da asla çekinmemiştir. Tarih boyunca barış ve istikrarın teminatı olmuş bu millet, tehdit ve saldırı karşısında ise kararlılıkla dik durmayı bilmiştir.
Türkiye'nin iyi niyeti zayıflık değil, medeniyetin ve insanlığın bir gereğidir. Ancak bu iyi niyetin suistimal edilmesine asla müsaade etmeyiz. Muarızlarımızın akıllıca hareket etmeleri, bölgesel ve küresel barış açısından faydalarına olacaktır. Çünkü Türkiye'nin sabr
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Galatasaray | 34 | 28 | 1 | 5 | 87 | 31 | 89 | +56 |
2 | Fenerbahçe | 34 | 25 | 3 | 6 | 86 | 34 | 81 | +52 |
3 | Samsunspor | 34 | 18 | 10 | 6 | 51 | 38 | 60 | +13 |
4 | Beşiktaş | 34 | 16 | 7 | 11 | 54 | 34 | 59 | +20 |
5 | Başakşehir FK | 34 | 16 | 12 | 6 | 58 | 51 | 54 | +7 |
6 | Eyüpspor | 35 | 14 | 13 | 8 | 50 | 46 | 50 | +4 |
7 | Trabzonspor | 34 | 12 | 11 | 11 | 54 | 43 | 47 | +11 |
8 | Göztepe | 34 | 12 | 11 | 11 | 57 | 47 | 47 | +10 |
9 | Kasımpaşa | 34 | 11 | 10 | 13 | 59 | 59 | 46 | 0 |
10 | Konyaspor | 34 | 13 | 14 | 7 | 43 | 46 | 46 | -3 |
11 | Kayserispor | 34 | 11 | 12 | 11 | 43 | 54 | 44 | -11 |
12 | Antalyaspor | 34 | 12 | 14 | 8 | 36 | 58 | 44 | -22 |
13 | Gaziantep FK | 34 | 12 | 15 | 7 | 41 | 46 | 43 | -5 |
14 | Çaykur Rizespor | 34 | 13 | 17 | 4 | 45 | 55 | 43 | -10 |
15 | Alanyaspor | 34 | 10 | 15 | 9 | 39 | 49 | 39 | -10 |
16 | Bodrum FK | 34 | 9 | 16 | 9 | 25 | 38 | 36 | -13 |
17 | Sivasspor | 35 | 9 | 18 | 8 | 44 | 58 | 35 | -14 |
18 | Hatayspor | 34 | 5 | 21 | 8 | 41 | 67 | 23 | -26 |
19 | Adana Demirspor | 34 | 2 | 28 | 4 | 29 | 88 | 2 | -59 |
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Kocaelispor | 38 | 21 | 8 | 9 | 68 | 41 | 72 | +27 |
2 | Gençlerbirliği | 38 | 19 | 8 | 11 | 57 | 34 | 68 | +23 |
3 | Fatih Karagümrük | 38 | 19 | 10 | 9 | 55 | 36 | 66 | +19 |
4 | İstanbulspor | 38 | 20 | 14 | 4 | 67 | 38 | 64 | +29 |
5 | Bandırmaspor | 38 | 17 | 8 | 13 | 52 | 45 | 64 | +7 |
6 | Erzurumspor FK | 38 | 19 | 12 | 7 | 53 | 31 | 64 | +22 |
7 | Boluspor | 38 | 17 | 11 | 10 | 66 | 40 | 61 | +26 |
8 | Iğdır FK | 38 | 16 | 12 | 10 | 57 | 33 | 58 | +24 |
9 | Amed SK | 38 | 14 | 9 | 15 | 43 | 35 | 57 | +8 |
10 | Çorum FK | 38 | 14 | 12 | 12 | 49 | 45 | 54 | +4 |
11 | Ümraniyespor | 38 | 14 | 13 | 11 | 48 | 42 | 53 | +6 |
12 | Esenler Erokspor | 38 | 13 | 12 | 13 | 53 | 50 | 52 | +3 |
13 | Sakaryaspor | 38 | 13 | 13 | 12 | 48 | 54 | 51 | -6 |
14 | Keçiörengücü | 38 | 14 | 15 | 9 | 60 | 53 | 51 | +7 |
15 | Manisa FK | 38 | 14 | 18 | 6 | 50 | 52 | 48 | -2 |
16 | Pendikspor | 38 | 13 | 16 | 9 | 45 | 51 | 48 | -6 |
17 | MKE Ankaragücü | 38 | 14 | 18 | 6 | 49 | 48 | 48 | +1 |
18 | Şanlıurfaspor | 38 | 11 | 20 | 7 | 45 | 55 | 40 | -10 |
19 | Adanaspor | 38 | 7 | 22 | 9 | 32 | 75 | 30 | -43 |
20 | Yeni Malatyaspor | 38 | 0 | 38 | 0 | 14 | 153 | 21 | -139 |
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Sarıyer | 34 | 25 | 2 | 7 | 80 | 22 | 82 | +58 |
2 | Batman Petrolspor | 34 | 26 | 6 | 2 | 64 | 24 | 80 | +40 |
3 | GMG Kastamonuspor | 34 | 19 | 3 | 12 | 57 | 29 | 69 | +28 |
4 | Adana 01 Futbol Kulübü | 34 | 19 | 7 | 8 | 62 | 30 | 65 | +32 |
5 | Altınordu | 34 | 16 | 7 | 11 | 57 | 35 | 59 | +22 |
6 | Beykoz Anadolu | 34 | 15 | 11 | 8 | 47 | 46 | 53 | +1 |
7 | İskenderunspor A.Ş. | 34 | 13 | 10 | 11 | 49 | 38 | 50 | +11 |
8 | 1461 Trabzon FK | 34 | 13 | 13 | 8 | 44 | 37 | 47 | +7 |
9 | Fethiyespor | 34 | 11 | 13 | 10 | 32 | 40 | 43 | -8 |
10 | 24Erzincanspor | 34 | 10 | 13 | 11 | 45 | 52 | 41 | -7 |
11 | Kırklarelispor | 34 | 10 | 14 | 10 | 42 | 44 | 40 | -2 |
12 | Sincan Belediye Ankaraspor | 34 | 10 | 15 | 9 | 44 | 40 | 39 | +4 |
13 | İnegölspor | 34 | 10 | 13 | 11 | 42 | 51 | 38 | -9 |
14 | Kepezspor FAŞ | 34 | 9 | 16 | 9 | 37 | 46 | 36 | -9 |
15 | Isparta 32 Spor | 34 | 7 | 15 | 12 | 33 | 51 | 33 | -18 |
16 | Karaköprü Belediyespor | 34 | 7 | 19 | 8 | 39 | 52 | 29 | -13 |
17 | Altay | 34 | 10 | 20 | 4 | 33 | 64 | 25 | -31 |
18 | Hes İlaç Afyonspor | 34 | 0 | 33 | 1 | 6 | 112 | 5 | -106 |
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Bursaspor | 30 | 21 | 2 | 7 | 64 | 17 | 70 | +47 |
2 | Karşıyaka | 30 | 18 | 6 | 6 | 56 | 28 | 60 | +28 |
3 | Muş Spor Kulübü | 30 | 16 | 4 | 10 | 48 | 24 | 58 | +24 |
4 | Belediye Kütahyaspor | 30 | 17 | 6 | 7 | 57 | 37 | 58 | +20 |
5 | Düzcespor | 30 | 16 | 6 | 8 | 40 | 27 | 56 | +13 |
6 | Silifke Belediye Spor | 30 | 14 | 9 | 7 | 51 | 36 | 49 | +15 |
7 | Anadolu Üniversitesi | 30 | 13 | 9 | 8 | 39 | 32 | 47 | +7 |
8 | Artvin Hopaspor | 30 | 10 | 11 | 9 | 26 | 30 | 39 | -4 |
9 | Tokat Bld Plevnespor | 30 | 7 | 13 | 10 | 27 | 32 | 31 | -5 |
10 | Kahramanmaraşspor | 30 | 8 | 16 | 6 | 28 | 39 | 30 | -11 |
11 | Bulvarspor | 30 | 7 | 14 | 9 | 35 | 58 | 30 | -23 |
12 | Kırşehir Futbol SK | 30 | 7 | 15 | 8 | 26 | 48 | 29 | -22 |
13 | Bornova 1877 | 30 | 6 | 14 | 10 | 36 | 53 | 28 | -17 |
14 | 23 Elazığ Futbol Kulübü | 30 | 5 | 14 | 11 | 18 | 31 | 26 | -13 |
15 | Kuşadasıspor | 30 | 7 | 20 | 3 | 25 | 51 | 24 | -26 |
16 | Ergene Velimeşe | 30 | 6 | 19 | 5 | 17 | 50 | 23 | -33 |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
24/05/2025 | Eyüpspor | vs | Antalyaspor |
24/05/2025 | Gaziantep FK | vs | Kasımpaşa |
24/05/2025 | Göztepe | vs | Galatasaray |
25/05/2025 | Başakşehir FK | vs | Adana Demirspor |
25/05/2025 | Beşiktaş | vs | Çaykur Rizespor |
25/05/2025 | Kayserispor | vs | Bodrum FK |
25/05/2025 | Konyaspor | vs | Alanyaspor |
25/05/2025 | Trabzonspor | vs | Samsunspor |
26/05/2025 | Hatayspor | vs | Fenerbahçe |
25/05/2025 | Kayserispor - Bodrum FK | Kayserispor ligde evindeki son 8 maçında hiç kaybetmedi | Kayserispor yenilmez |
26/05/2025 | Hatayspor - Fenerbahçe | Fenerbahçe ligde deplasmandaki son 9 maçında hiç kaybetmedi | Fenerbahçe yenilmez |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
11/05/2025 | Kocaelispor | 4 - 1 | Keçiörengücü |
10/05/2025 | Ümraniyespor | 0 - 1 | Manisa FK |
10/05/2025 | İstanbulspor | 3 - 0 | Çorum FK |
10/05/2025 | Şanlıurfaspor | 0 - 1 | Erzurumspor FK |
10/05/2025 | Fatih Karagümrük | 2 - 1 | Iğdır FK |
10/05/2025 | Yeni Malatyaspor | 0 - 5 | Gençlerbirliği |
10/05/2025 | Sakaryaspor | 2 - 0 | Esenler Erokspor |
10/05/2025 | Adanaspor | 0 - 7 | Boluspor |
10/05/2025 | MKE Ankaragücü | 2 - 0 | Amed SK |
10/05/2025 | Bandırmaspor | 2 - 1 | Pendikspor |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
03/05/2025 | Batman Petrolspor | 2 - 0 | 24Erzincanspor |
03/05/2025 | İskenderunspor A.Ş. | 0 - 1 | Sarıyer |
03/05/2025 | Karaköprü Belediyespor | 5 - 1 | Isparta 32 Spor |
03/05/2025 | Beykoz Anadolu | 1 - 2 | GMG Kastamonuspor |
03/05/2025 | Adana 01 Futbol Kulübü | 4 - 2 | İnegölspor |
03/05/2025 | Fethiyespor | 0 - 4 | Sincan Belediye Ankaraspor |
03/05/2025 | Altınordu | 3 - 0 | Afyonspor Kulübü |
03/05/2025 | Altay | 3 - 0 | Kırklarelispor |
02/05/2025 | 1461 Trabzon FK | 0 - 0 | Kepezspor FAŞ |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
26/04/2025 | Artvin Hopaspor | 7 - 2 | Bulvarspor |
26/04/2025 | Muş Spor Kulübü | 3 - 0 | Anadolu Üniversitesi |
26/04/2025 | 23 Elazığ Futbol Kulübü | 1 - 1 | Kuşadasıspor |
26/04/2025 | Bornova 1877 | 1 - 0 | Kırşehir Futbol SK |
26/04/2025 | Karşıyaka | 2 - 0 | Bursaspor |
26/04/2025 | Tokat Bld Plevnespor | 3 - 1 | Silifke Belediye Spor |
26/04/2025 | Düzcespor | 2 - 2 | Belediye Kütahyaspor |
26/04/2025 | Ergene Velimeşe | 2 - 1 | Kahramanmaraşspor |