Amerika’da Patriot Globalist kavgası büyüyor. Trump ve CIA arasında savaş kızıştı, CIA Başkanı Gina Haspel kayıplara karıştı.Son gülen tam güler. ABD’deki gelişmelere bakılırsa Demokratların sevinçleri, önümüzdeki günlerde kursaklarında kalabilir. Trump’ın arkasına aldığı “Bağımsızlık Bildirgesi”ne gönül vermiş derin Amerika’nın, Küresel sermayenin ve Kraliçe’nin bankerlerine teslim olmaya hiç de niyeti yok. Sabırla bekliyorlar, kanıt topluyorlar, yasal prosedür içinde hareket ediyorlar. Gerekirse savaşıyorlar. 

Ergenekon davasından bir dönem Silivri Cezaevi sakini, 17 Ağustos 2012’de Silivri Cezaevi’nden, “Letter to Obama from Silivri Prison / Silivri Cezaevi'nden Obama'ya Mektup” yazan,  ABD, İngiltere ve Fransa’da yaşayan, Turkish Forum üyesi, Seyahat ve Turizm Uzmanı, Politik Yorumcu Serap Balaman Morel, 30 Kasım  2020’de, “Trump ’ın son hamlesi: DİA (Savunma İstihbarat teşkilatı) CIA’ya (Merkez İstihbarat Teşkilatına) karşı” başlıklı bir paylaşımda bulundu.  

Benim, tematik kronolojik düzenlemeyle alıntıladığım paylaşımının konu ile ilgili bölümü şöyle: "Seçimlerin bitmesinin hemen ardından 9 Kasım 2020 tarihinde Trump bir anda Savunma Bakanı Mark Esper'i attığı bir tweet ile kovdu.  Yerine aynı gün Ulusal Terörle Mücadele Merkezi Direktörü Christopher C. Miller'i Savunma Bakanı olarak atadı. Miller daha önceleri Özel Kuvvetler Timi ve (DİA) Savunma İstihbarat Teşkilatı üyelerinden. "Horse soldiers" kitabında ve "Twelve strong beret" filminde hayatı anlatılmış ve bir milli kahraman sayılıyor. Ertesi gün Trump, 10 Kasım 2020’de Savunma Bakanlığı İstihbarat Savunma Bakanı Müsteşarı olarak da Hazar Türkü Ezra Asa Cohen - Watnick'i atadı. 34 yaşındaki Watnick, Milli Güvenlik Konseyine eski Savunma ve İstihbarat Teşkilatının Başkanı olan ve Trump kabinesinin ilk Milli Güvenlik Danışmanı General Flynne tarafından getirildi. Oldukça düşük profilli bir geçmişi görünen eski bir Savunma İstihbarat acentası (DİA) çalışanı. 2018 yılında Q hareketi tarafından isminden söz edilen Watnick'i, General Flynne'den sonra atanan "derin devlet'in adamı, Milli güvenlik Danışmanı H. R. McMaster her zaman ezip görevden uzaklaştırmayı denediyse de başaramadı.Watnick'in Amerikan Askeri İstihbaratının arkasında olduğu bilinen gizemli Q takımının önemli üyeleri arasında olduğu düşünülüyor. Bu iki ismin atanmaları yeni bir enerji yarattı. JFK Suikastı'nın 57 yıl dönümüne dört gün kala 18 Kasım 2020 tarihinde ABD Başkanı Trump, çok önemli bir adım atarak JF Kennedy'nin uygulayacak gücü bulamadığı ancak hala yazılı kalan 57 numaralı Milli güvenlik eylem muhtırasını (NSAM #57) etkinleştirdi.  İcra emrini imzalayan Trump, Savunma bakanı Christopher C. Miller üzerinden bu muhtırayı uygulamaya geçirerek Merkez İstihbarat Acentasının (CIA) yetkilerini sınırlandırdı. 57 numaralı Ulusal güvenlik eylem muhtırası Amerikan İmparatorluğunun kalbinde 57 yıldır yatan iyi korunmuş bir sırdı.Trump; “ordu ve istihbarat arasındaki ilişkileri değiştiriyorum” demeden, sadece eski ve uygulanmayan bir muhtırayı etkinleştirdi.  Bundan sonra CIA'nın gizli operasyonlar yapmasını engelledi, artık sadece kuruluş amaçlarına uygun olarak sadece istihbarat toplayacaklar. Bu başkanlık gücü, şimdiye kadar hiç kullanılmamıştı. Artık rahatlıkla diyebiliriz ki Savunma İstihbarat Teşkilatı (DİA), Merkez İstihbarat Teşkilatı’na (CIA) karşı savaşını kazandı. Bir çeşit ajan ajana karşı mücadele. 

Yakında CIA'nın şimdiki başkanı Gina Haspel'in de kovulması bekleniyor!

2018 yılında Beyaz Saray Siber Güvenlik Koordinatörlüğü kaldırılmıştı.O zamandan başlayarak bugüne gelindiğinde Savunma Bakanlığının önemli değişmeler geçirdiğini görüyoruz. 57 numaralı Ulusal güvenlik eylem muhtırasının uygulanması ile CIA'nın özel ve örtülü operasyonları, artık Savunma Bakanlığına bağlanarak tüm örtülü operasyonlarını önce bakanlığa bildirme, izin alma zorunluluğu getirildi. CIA'nın özel bütçesi ve özel hava kuvvetleri kaldırıldı ve yakında CIA'nın şimdiki başkanı Gina Haspel'in de kovulması bekleniyor. 

CIA'nın işkence programlarında yer aldığı için "Kanlı Gina" olarak adından söz edilen Haspel, CIA’nın, Başkan Trump'ı azletme, devirme çalışmalarının başında görev aldı ve bugün artık eskiden saklamayı başarabildiği bir çok olay delilleri ile açıkta. Başkan Trump'ın geçtiğimiz günlerde Biden için "o bir milli güvenlik tehlikesidir" demesi sonucu Askeri İstihbarat ve Ordu içerisindeki bazı güçler harekete geçerek, bugün yaşananların önünü açtılar.” Vatanseverleri harekete geçiren adam Turkish Heritage Organization/ Türk Miras Derneği İle irtibatlı Michael Thomas Flynn…Türk kamuoyu bu ismi, ABD Başkanı Donald Trump’ın, istifa eden eski ulusal güvenlik danışmanı olarak tanır. Ayrıca Pennsylvania’da “CIA’nın kıdemli konuğu” statüsünde ikamet eden Fetullah Gülen’in 15 Temmuz Darbe girişiminden  sonra Türkiye’ye kaçırılması operasyonunda ismi geçmişti. Ordudan ayrıldıktan sonra, Türkiye de dahil olmak üzere işletmeler ve hükümetler için istihbarat hizmetleri sunan Flynn Intel Group'u kurdu. Flynn Intel Group'un yan kuruluşları arasında FIG Cyber ​​Inc ve FIG Aviation bulunmaktadır. Timothy Newberry ve Mike Coomes tarafından yönetiliyorlar. Michael Thomas Flynn, 2016 yılında Türkiye hükümetine fayda sağlayabilecek ücretli lobi çalışmaları yaptığını kabul etti.  ABD’nin başkenti Washington merkezli faaliyet gösteren Turkish Heritage Organization (THO) (Türk Miras Derneği) adlı düşünce kuruluşuyla ilgili Amerikan medyasında Rusya bağlantılı faaliyet gösterdiği iddiası ile ilgili ABD ana akım medyasında çıkan haberlerde, ABD Başkanı Donald Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn ile Rusya ile yakınlığı olan bazı kişiler arasında bağlantısının bulunduğu, THO’nun da bu bağlantılarla ilişkili olduğu gündeme taşınmıştı. Depkafile sitesi, Türkiye ile ABD arasında yaşanan krizi, ABD Başkanı Donald Trump’ın, istifa eden eski ulusal güvenlik danışmanı Michael Flynn’a dayandırmıştı. 

“The Turkish-US visa spat was triggered by Kurdish dispute, Ankara’s flight from NATO to the Russian-Iranian fold” başlıklı haberde, Donald Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı Orgeneral Michael Flynn’i görevinden attığı için sonraki süreçte Türkiye ile arasının açık olduğu iddiası paylaşılmıştı. Depkafile; Flynn’ın; Washington ve Erdoğan yönetimi arasında arabuluculuk üstelenen ve kendisine para ödenen bir lobici olduğunu, iki hükümet arasında IŞİD ile savaşta ABD-Rusya arasındaki işbirliğinin bir parçası olarak yakınlaşmayı teşvik ettiğini, bu stratejinin Flynn’in, Beyaz Saray’dan ayrılmasıyla çöktüğünü yazmış, daha sonra Türkiye Cumhurbaşkanı'nın, ABD hükümetinin ve istihbarat kurumlarının bir kısmının, sadece kendisini devirmeyi değil, aynı zamanda suikast düzenlemeyi amaçlayan ve engellenen askeri darbenin arkasında olduğuna inanmaya başladığını ama Washington’un bu iddiaları ret ettiğini belirtmişti. Pentagon’un istihbarat şefi korgeneral Michael T. Flynn bazı ABDli yetkililer ve medya mensuplarına göre ‘ABD’nin son 20 yıldaki en iyi istihbarat şefi’ydi. Flynn, 17 bin personelli istihbarat kurumunun başına geldikten sonra kurum yönetiminde, hızla savaşçı zihniyetini hakim kılmaya girişmiş, ancak, Irak ve Afganistan’daki hezimetler, ABD kamuoyunda halen silinmediğinden Washington DC bürokrasisinde bu savaşçı yaklaşım hemen ters tepmiş,

ABD’nin son 20 yıldaki en iyi istihbarat şefi Michael T. Flynn gözünün yaşına ve efsane olduğu safsatasına bakılmaksızın, 7 Ağustos 2014’te emekli edilmişti. Flynn, Obama yönetiminin, Bin Ladin’in öldürülmesi sonrası "İslami terör" (İngiliz istihbaratının devşirdiği Selefi İslamcılar) konusunu yeterince ciddiye almamasını eleştirip, ABD’nin 2014 yılı itibarı ile 11 Eylül’den öncekinden bile daha güvensiz bir ortamda bulunduğunu savunmuş, dikkati o günlerde Obama yönetiminin küçümsediği IŞİD’e çekmişti.  Aşırı sağcı bir manyak!.. ABD’nin İslamizm ile savaşını savsaklamasının bedelinin ağır olacağı uyarısı yapmıştı. Flynn döneminde oluşturulan yeniden yapılandırmadan vaz geçilmiş ve kurum için atamalarla önemli noktalara getirdiği adamları tasfiye edilmişti. Görüşlerine itibar edilmemesine tepki olarak Cumhuriyetçi Parti'ye katılmıştı. Kendisini en iyi tanıyan Bush döneminde dışişleri bakanı da olmuş emekli orgeneral Colin Powell’a göre Flynn; ‘aşırı sağcı bir manyak’tı.

Generallikten istifa edip, emekli olduktan sonra, Neocon şahin Michael Ledeen ile birlikte "Savaş Alanı: Radikal İslam ve Müttefiklerine karşı Savaşı Nasıl Kazanabiliriz?" adlı bir kitap yazdı.  Flynn’ın oğlu Michael G. Flynn’ın ise, Trump’ın bütün seçim kampanyası boyunca, Demokratlar, Müslümanlar, ‘küresel lobiler’ vs hakkında birçok komplo teorisini yayan ağın arkasındaki isimlerden biriydi. Pentagon’un CIA’sı olarak nitelendirilen Savunma Bakanlığı İstihbarat Dairesi Başkanlığı’ndan emekli, ABD Başkanı Donald Trump’ın, istifa eden eski ulusal güvenlik danışmanı Michael Flynn; 19 Eylül 2016’da New York’ta Peninsula otelinde bazı Türk yetkililerle birlikte Fethullah Gülen’i "ABD’nin sınır dışı uygulaması kural ve koşulların ve hukuki sürecin göz ardı edilerek, ülkeden nasıl gizlice çıkarılabileceğinin" tartışıldığı bir toplantı düzenlemişti. Hatta kendisine ve konumuna ve deneyimlerine çok güvenen Michael Flynn, CIA eski Direktörü James Woolsey’ı dahi bu toplantının katılımcıları arasına dahil etmişti. Anlaşma kapsamında Woolsey ve eşi Nancy Miller’in Gülen’i itibarsızlaştırmak için lobi grupları nezdinde faaliyetler yürütülmesini teklif ettiği gündeme gelmişti. Wall Street Journal Gazetesi’ne konuşan ABD Eski CIA Direktörü James Woolsey’ın iddiasına göre 19 Eylül 2016’daki görüşmede Michael Flynn, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da bulunmuştu. 

James Woolsey ve Mike Flynn, para karşılığı Rus ve Türk hükümetleriyle yasadışı anlaşmalar yapmakla suçlanmıştı.  Michael Thomas Flynn’ın has adamı Kaçak ölü denizci MI6 Ajanı Simon Parkes veya Parker… Kraliyet donanmasında telsiz operatörü iken 12 Aralık 1986’da 18 yaşında kaybolan denizcinin yıllar sonra Amerika’da CIA ajanı olarak nasıl ortaya çıktığının hikâyesini anlatacağım. Öykünün kahramanı Simon Parkes, 1968 İngiltere, Gloucestershire, Kingswood doğumlu. Babası Dave Parkes, Margaret Parkes.  Kraliyet Donanması'nda uçak gemisi HMS Illustrious'da denizci telsiz operatörüydü. 18 yaşındaki Simon Parkes, Uçak gemisi, Cebelitarık'a  yanaştığında diğer mürettebat gibi kıyıya çıkma izni aldı ve bir daha dönmedi. Simon'un, HMS Illustrious'da aynı tarihlerde görevli  eski bir astsubay olan seri katil Allan Grimson tarafından öldürülmüş olabileceği düşünülmüştü.  Arama çalışmaları sonuç vermedi. Halen daha bu kayıp olayı, İngiliz basınında güncelliğini koruyor. -Resimde görülen 34 yıl önce Cebeli Tarıkta kaybolan İngiliz Denizci Simon Parkes- -Bu resimde görülen MI6-CIA ajanı Simon Parkes. İkisi de aynı kişi değil mi?- Sonraki yıllarda ABD kamuoyu karşısına “derin kulak analizci” olarak çıkan işte bu kayıp İngiliz denizci, bugünlerde Trump'ın en büyük destekçisi. Ailecek çift taraflı casus Simon Parkes… 

Simon'ın biyolojik annesi, 1965-1979 arasında genellikle MI5 olarak adlandırılan İngiliz Güvenlik Servisi için çalışıyordu. Ancak, İngiliz İstihbaratı tarafından yönetilirken, aslında Amerika Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) için "ortak" çalışıyordu. -Simon’un ebeveynleri, David ve Margaret Parkes- Görevi, tüm Dünya yüzeyine inen ve daha sonra Amerikan özel kuvvetleri / kurtarma ekipleri tarafından alınan, düşen “UFO” gemileriyle ilgili belgeleri yazmaktı. Simon'un bir İngiliz diplomat olan Büyükbabası, İngiliz istihbaratının genellikle MI6 olarak adlandırılan yabancı kolu için çalıştı. Ancak yine kendi durumunda, Amerika Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ile yakından ilişkiliydi. Bu süre zarfında İngiliz İmparatorluğu Nişanı (OBE) madalyasının yanı sıra İngiliz İmparatorluğu Komutanı (CBE) madalyasıyla ödüllendirildi, ancak Kraliçe'den Şövalyeliğini geri çevirdi. Simon'un Büyükbabası önde gelen bir Mason’du ve İngiltere'nin 1950'lerin sonlarında ve 1960'ların başında Birleşmiş Milletler'e atanmış diplomatıydı. İşte bu Simon Parkes, Michael Thomas Flynn’ın ekibinde çalışıyor, onun has adamı ve ABD kamuoyununa yönelik algı operasyonlarını yönetiyor. 

ABD yaşanan seçim kaosunun rejim krizine dönüşme sinyallerini veren açıklamaları, komplo teorilerine önem veren kesim tarafından dikkatle izleniyor. Son olarak  ABD Savunma Bakanlığı Savunma İstihbarat Teşkilatı DİA çalışanlarının Almanya Frankfurt'ta, İspanya Barselona'da ve Kanada  Toronto'da, “Dominion Voting Systems” yüklü sürücülerin bulunduğu CIA'ya ait mekanlara baskın düzenleyerek, ABD seçimlerine yönelik siber saldırı gerçekleştiren network ağının ele geçirildiğini, çıkan çatışmalarda karşılıklı kayıpların yaşandığı bilgisini paylaşmıştı.  En son gelen bilgiler Gina Haspel’in CIA yöneticisi pozisyonunun sonlandığı şeklinde. Gina Haspel, Obama tutuklandı, Hillary Clinton aranıyor!..Haber kaynaklarım, Gina Haspel'in Küba'daki Guantanamo körfezi askeri üssünde bulunan askeri kampa götürülmesi sırasında, Trump’a yasal darbe hazırlıklarına ve son başkanlık seçimlerine CIA olarak nasıl katkı sundukları konusunda itirafta bulunmayı kabul ettiğini bildiriyor. Eğer itirafçı olmasaydı Guantanoma cehenneminde sıcak bir hayatı olacaktı. CIA’nın Londra İstasyon şefliğini yaptığı yıllarda İngiliz istihbarat servisi MI6 ile yakınlığından söz ediliyor. 

Senato İstihbarat Komitesi üyesi Senatör Ron Wyden da, Haspel'in "geçmişinin onu CIA yöneticisi olarak hizmet etmek için uygunsuz kıldığını" söylemişti. Yine Kaynaklarım, Ingiliz MI elemanlarına  ve Çin istihbaratından teyitli, Trump’ın yerine geçtiği Demokrat Barack Hussein Obama'nın da tutuklandığı malumatını intikal ettirdiler.  Onlara kalırsa dahası da var. Dananın kuyruğu Hillary Clinton tutuklandığında kopacakmış.  Seçimlere müdahale eden CIA’nın malzemelerini Çin satın almış! Staple Street Capital, Temmuz 2018'de Dominion Voting Systems'ı satın alan New York merkezli özel sermaye şirketidir. 

"Çin Ekim'de Dominion'u Satın Aldı"

Belgelere sahip olduğunuzda bu bir teori değil. Staple Street Capital III, LP, 1 Aralık saat 12:15'te, satışın SEC Form D bağlantısına şifreli bir ‘tweet’ ile UBS Securities Co., Ltd.'ye 400 milyon dolarlık menkul kıymet sattı.  SEC Form D, 8 Ekim'de dosyalandı. Form D, belirli koşullar altında 1933 Menkul Kıymetler Yasası uyarınca kayıt olmadan menkul kıymet satan şirketler için gerekli bildirimdir.

Lindsey Olin Graham “inadına savaş” diyor!

Başvuru, satıştan sonraki 15 gün içinde olmalıdır. Staple Street Capital, Temmuz 2018'de Dominion Voting Systems'ı satın alan New York merkezli özel sermaye şirketidir. 3 Kasım’da 28 eyalette dominion oylama makineleri kullanıldı.Birçoğu, oyları bir adaydan diğerine çevirmeye veya istenmeyen bir adayın oylarını silmeye programlanabileceğini düşünüyor.  UBS Securities Co., Ltd., Çin hükümeti tarafından kontrol edilen bir Çin yatırım bankasıdır. Lindsey Olin Graham “inadına savaş” diyor! Cumhuriyetçi Parti’nin 2003'ten beri Güney Karolina senatörü,  1995-2003 yılları arasında Güney Karolina 3. bölge temsilcisi olarak görev yapmış, 2016 Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimlerinde başkan adaylığını duyurmuş ancak sonradan yarıştan çekilmiş Lindsey Olin Graham; “ABD Başkanı Trump ve Cumhuriyetçilerin 2020 seçim sonuçlarına itiraz edip seçim sistemini değiştirmediği takdirde ABD'de bir daha Cumhuriyetçi birinin başkanlığa seçilemeyeceğini” söyledi. Senatör Graham, "Başkan Donald Trump yenilgiyi kabul etmemeli. Georgia'da 10 binden az oy farkı var. Kuzey Carolina'yı kazanacak.

Arizona'da 93 bin oy farkından 20 bin oya kadar düştü ki daha da sayılacak çok oy var" değerlendirmesinde bulundu. Michigan'daki seçim bilgisayarlarının şüpheli bir şekilde bozuk olduğuna da dikkat çeken ve Pennsylvania'daki ölü insanlar adına oy kullanıldığı iddialarının bazılarının doğruluğuna da işaret eden Graham, FBI, Senato İstihbarat Komitesi ve Posta Hizmeti Müfettişliği'nin Pensilvanya'nın Erie kentinde bir posta memurunun geç gelen oyları geri tarihli olarak mühürlediği iddialarını soruşturacağını da ifade etti.