Bugun...


ÖZER ATAÇ

facebook-paylas
Şirk
Tarih: 13-10-2022 08:01:00 Güncelleme: 13-10-2022 08:38:00


ESENLİK ENGELİ VE ORGANİZASYON 

ESENLİĞİ OLARAK ŞİRK

“Yine mi dini konular!” olası tenkidine rağmen, insanlık ailesinin esenliğe ulaştıracak bakış açısı; günceli derinden etkileyen fakat “ortalıkta” görünmeyen, mevcudun bağrındaki zıttı olması sebebiyle; şirk kavramını irdelemek gerektiğine inanarak  görüşlerimi sunuyorum.

Şirkin iki yüzü;

  1. İnsanın doğaya yönelik tutumunda şirk,

  2. İnsan organizasyonlarına yönelik şirk.

Konuyu önce insanın doğaya yönelik tutumunda ele aldım. Evrene ve doğaya ait, ancak onunla var olabilecek insan; kendini ondan ayrı, buyrukçu, alt edici yüzüyle medeniyetler inşa etmesi; doğayı kendinden ayırarak  “kullanma”,  çabası daima olumsuzluklarla sonuçlanmıştır.

İnsanın bu tutumu, varlığının kaynağına “şirk” koşmasıdır.Memnuniyet verici ki artık, bu anlayışa karşı olan, duyarlı topluluklar oluşmakta, uzlaşıcı seslerini bütün dünyada duyurmaktalar.

İkinci olarak, insanın kendini korumak, geliştirmek için  kurduğu organizasyonlara karşı “şirk” ise gerekli, geliştirici olmasıdır. İnsan, kendini, tasarımlarını inşa etmek için kurduğu tüm organizasyonlar; ya güç tekeliyle ya da gücünü birleştirerek oluşmuştur. Yer yüzündeki devletler buna dahildir. İnsan her iki durumda organizasyonlarına  eleştiri, öneri, denetim, temsil, yaptırım,.“şirkleriyle” katkıda, hatta müdahalede bulunmalıdır.Böyle yapmadıklarında organizasyonlar, gemi azıya alıp, kurucu amilleri kendine hasrederek, insana rağmen hükümran olmaktadırlar.    

***

Şirk, islam literatüründe Arapça kökenli bir kelime. Allah’a ortak koşma anlamına gelen; Allah ile beraber, O’na denk yada yakınsak başka güce inanmak,  ibadet etmek, tabi olmak anlamlarını içeriyor.

Kelamcılar ise “Allah’ın mutlak güçlerinin yaratılan diğer varlıklarda da olduğunu kabul etme,” şeklinde tanımlamışlar.

Şirk kavramının tersi ise antropomorfizm (insan biçimci) olarak kullanılmaktadır. Tüm doğa üstü güç ve varlıkları,  insan biçimciliğe indirgeyerek açıklamak ya da kavramak diyebiliriz. Bu husus  değinimiz dışındadır.

***

  1. Evrene karşı “şirk”

Bu kısımda amacım, insanı kuşatan doğaya, evrene; onun işlerliğine, insanın lehte kazanımlar için  doğayı bozması, örselemesi, kirletmesi, yer yer imha etmesi yönündeki  buyrukçu , bencil tutumunun yanlışlığına değinmektir.

Tıpkı Mevlana’nın açık denizdeki geminin ambarında yaşayan yolcuların, su ihtiyaçları için geminin güvertesinden sarkıtacakları kova ile alacakları suyun  yerine, geminin ambarından denize bir yol açma alegorisi  benzeri; insanın, yaşama dair ürettiği çözümlerde her şeyle birlikte kendine zarar veren akılsızlığıdır. Bu arsızlığın kaynağı “salt akıl”dır. Aklın doğa ile uyumunu sağlayacak işlerlik, ancak “vicdani akıl” (empatik) ile mümkündür.   

Evren, madde, anti madde ve diğer tamamlayıcılar ile kendi içinde bütünlük teşkil eder. Bu bütünlük, bir çok kümülatif işlerliğin gelişimi uyumu ile varlığını sürdürüyor. İnsanlık ta bu kümülatiflik içindedir. Öyle ki yer yüzünün “en akıllısı” olarak, aldığı kararlarla hem türlerini, doğayı ve diğer canlıları yaşamsal olarak etkilemektedir.

***

İnsanlığın en büyük dezavantajı kaygıdır.

Kaygının bir çok türleri var; bazısı doğrudan korku olarak belirirken, bazısı komplekslere uyumlu maskelerle ortaya çıkar.

-Sizce savaşların, yıkımların, sömürünün  kaynağı nedir?

-Menfaat, bencillik; güç farkı, akıl üstünlüğü, sömürü…ya da hepsi.

Bunlar yüzeydeki “aysbergin” değişen görüntüleri. Görünmeyen kesim, bir çok faktörden oluşuyor; idealler, ideolojiler, sürgünler, istilalar, inançlar; hepsi sonunda,  ters piramit gibi kaygıya ulaşıyor.

Çağımızın vebası olan kanser hastalığıda kaygı kaynaklı hücresel tepkiden kaynaklanmaktadır. Canlıdaki  “güvenlik” kaygısı, zihinden hücreye, akabinde hücrenin içinde bulunduğu organizmanın  bütünlük örgüsünü kırıp, “firara” ya da “istilaya” sebep oluyor (*).  Başta kurulan “işlerlik”, negatif enerjinin sirayetiyle bozuluyor(**).  

***

Giz ve merak,

Evrenin bütüncül iradesini anlamak olanaksızdır; dünyanın misafirleri olan bizler, evrensel gizi keşfetme, çözme tutkumuz  ne kadar güçlü olsa da arayışımız bitmeyecektir.

Bütün ‘tüme varım’ çabaları, ulaştığı her kavşakta, geldiği yöne indireceği ‘tümden gelimlerin’ ve toplamlarının bütünlüğe dair örneklemeleri de sonuçsuz kalacaktır.  Tabii ki akıl, merak, gözlem, deneyim dörtlüsü  kesiksiz devam edecek; her keşif,  bir öncekinin üstüne bina edilirken; daha ileride yapılacak keşifler, önceki “bilinenleri” şüpheli hale getirecek.

Bu belirlemelerle geldiğimiz nokta, insanlığın dünya gezegeninde güvenli sorunudur.

Evet, genel olarak “güvenli” bir gezegende yaşıyoruz. Bu güvenliğimizi tehdit edecek bir çok potansiyel unsurun içinde ‘yakın tehlike’ yine insandır.Bunun sebebi, insanın kendine, hem türlerine, onu var eden çevreye yabancılaşmasıdır. Oysa yabancılaşma,   gerçek dışıdır.

İşte bu yabancılaşma, doğaya ait olan insanın, doğa ve hem türlerine yönelik “ayrılıktan”, ikircikten kaynaklanıyor. İkircik,  tereddüt ile bağlantılı bir kelime;  kendisini bütünlükten ayrı görme dürtüsü; devamında kronik  kendini üstün, yetkin görme hastalığıdır.   

İnsan doğa karşısında tek başına neredeyse hiçbir şeydir; ancak, sosyal olup, dayanışma, ortaklaşma kurduğunda  aklı işe yarar; yani çevresi ile ne kadar olumlu bağ örerse o kadar kudretli ve etkili olur.

Açıkladığımız  anlamda  bütünlüğün içinde, birimsel (tikel) “ayrılık” şirk tir; bu  gerçekten, kişinin kendine, insanlığa ve varlığa karşı en büyük günahıdır.

***

  1. Organizasyonlara karşı “şirk”

Bu kısmın özeti; yönetim değil, yönetişimdir; kurulan tüm organizasyonlara kurucuların, zamanla dahil olanların,  organizasyonlara aidiyetle (nesne) değil, ortaklıkla (özne) işlerlik kazandırmasıdır. Dini yorumlayan bütün yaklaşıklar bu kapsamdadır. Bu yaklaşımların zıddı olan bildiğimiz ilk tekelcilik MS 325 yılındaki Birinci İznik Konsilidir (***)

***

İnsan beş duyunun üstünde algı ile donatılmış olup; sezgi, ilham, rüya,.. bunlardan bazılarıdır. Evren her an “kendini” geliştirmeye koyulmuş sonsuz işlerlik olarak varlığını sürdürürken;  her yöne çeşitli, tarih yazıcılarını andırırcasına (vakanüvis) frekanslar yaymaktadır.  Bu yayılım canlı nabzını andırıyor; çözümü yine varlığın kodlarında mevcut.

Gezegenler, yıldızlar, bulutsular, her şey, kendini oluşturan atomların termo dinamik kabiliyetin diliyle konuşmakta, çevresine çevresine mesajlar, kodlar yaymaktadır. İşte insanlık, bu frekanslara açık algısıyla düşünmekte; gözlem ve deneyleriyle kararlar vermektedir.

***

Ali İmran Suresi /3: 41 “Ey Rabbim, bana belirgin işaret ver. dedi. O da ‘Bunun işareti, üç gün konuşmadan işaret ile kendini ifade etmendir. Rabbini çokça an ve sabah akşam teşbih et.’ dedi. “

Fussilet suresi/41: 53 “Onun hak olduğunu anlayıncaya kadar, belirgin işaretlerimizi onlara ufuklarında ve özlerinde  göstereceğiz. Rabbinin her şeye tanıklığı yetmez mi?”

Konumuz bağlamında “kişiye özel veri aktarımı” her zaman, her yerde kişinin niyet ve çabasına göre potansiyel olarak mevcuttur. Şu kadar ki bu veri ve çözümleme sosyal olamaz. Sosyal olması, çevreyi ilgilendirmesi için ölçümlü koşullarda deneme yanılmadan testinden geçmeli; koşullar değiştikçe, sürekli gözden geçirilmelidir. Aksi takdirde, toplumun yoğun denemelerden geçmiş ortak kabullerine karşı durmuş olunur.

***   

Bizler “veri sağanağında” deneyimler ile yaşıyoruz. Bu veriler ile deneyimler arasındaki bağıntıyı, yönlendirmeleri çok nadir çözebiliyoruz. Bu yüzden “onlar” vaz geçmiyor ve bize işaretler göndermeye devam ediyor.

Kanıksanmış toplumsal yaşamımız; toplumsallığın en büyük organizasyonu olan devlet aygıtı da böyle işliyor. Kendini oluşturan bireyleri, emeklerini, güvenliğini, refahını sağlamak amacıyla büyük bir güç ve tekel haline geliyor.  Bu amaç doğrultusunda organizasyona dahil olacak tüm nesillere, tıpkı evrensel işleyiş gibi hedefler  telkin ediyor.  Şu kadar ki  önceden oluşmuş toplumsal sözleşmeye  uymak kaydıyla.

***

Tabii vatandaşların toplam gücünü temsili eden devlet, çoğunlukla kendi hükümranlığında kendine rağmen hiçbir ortaklık (şirk) kabul etmiyor.  Böyle bir yönelişi, en hafif ifadeyle kanun dışılık sayıyor.

Diğer taraftan bu organizasyon kendini oluşturan nesillerden daha uzun ömürlü, daha güçlü olduğundan bireylerin iradelerinden giderek bağımsızlaşıyor.İstekli, isteksiz  tüm nesillerin değerlerini kendinde topluyor. Kendi hal lisanıyla “madem en üst çatı,  koruyucu ve kalıcı benim; tüm miras ve hüküm bana aittir.” diyor.

Bu durumu kamusal olarak telkin eden hükümranlık, “tüm gerçekliği” kapsamı içinde tekeline alıyor. Bireylerin, ailelerin, küçük organizasyonların gerçekliğini kuşatıyor.  Bireysel veya sivil toplumun  gerçeklikleri, güdümleşiyor.

Görünen o ki sistem her daim “kontrol altında” işliyor. Lakin tıpkı evren ve dünyamız gibi bilinmeyenler daima bilinenlerden daha fazla.

Yapılagelen sınırsız tanımlamalar, aslında toplumsal yönetim, katılım, işleyiş; beceri, hukuk, adalet; sorumluluk, denetim, yaptırım ve teknoloji aşamalarına göre oluşuyor. Bunların tamamı devlet aygıtının tekelinde canlanıyor. Bu tekelin istisnaları da var. Yalnız bu istinalar miktar, süre, koşullar ve geri almanın araçlarıyla tanınıyor.

Kainatın sahibi, nasıl insanların çevre, varlık ile barışçı, uyumlu yaşamasını sağlamak amacıyla her yoldan öneriler, uyarılar  iletiyorsa; devlet te Yaradan’a  öykünerek  buyruklarını kendi kanallarıyla  telkin ediyor.  

***

Peki doğa, karşılıksız olarak insanlara daima her türlü olanak ve veriyi sunarken; devletler, kendini oluşturan, besleyen, varlığına adanan  insanların  gelişimine yönelik doğru veriler sağlıyor mu?!

Genel olarak hayır.

Yine soru: bu konuda eksiklik vatandaşta mı, devlette mi?

Cevabı, insanda; insanın en büyük engelli olan kaygı ve zıddı olan bencilliğinde.  Bu iki  olumsuzluk birbirine bağlı olarak varlığını sürdürüyor. Kaygı belirdiğinde onu bencilik taşıyor; bencillik göründüğünde, kaygı onu taşıyor.

Bunların tedavi “rivayetleri”; iyilikçilerin, barışçıların gündeminde yüzlerce yıldır devam ediyor:Cumhuriyet, Demokrasi, Liberal demokrasi, federal yönetim;  “üretim ilişkilerinin çözümü”, “insanın evrensel ilkeler düzeyinde eğitimi”, “yapay zekanın ‘işleri’ ele alıp  refah toplumunu oluşturması”, “insanın evrimi”,…

(*) Firar ve istila, zıt kutuplu bileşendir. Biri ezilmenin gıdası, diğeri ezmenin iştahı.

(**) Sirayet; Arapça ‘siraya’, yayılma; ‘sara’, gece dolaşımı; Sirayet, eski Türkçe ‘sır’, porselen macunu; ‘sırı’ balçık bulaştırmak; erimek, sıvının yavaş akması, damlaması. Son tahlilde ezilenlerin ezenlere hizmet yolu ile intikale, giderek galebe çalması.

(***) Roma imparatorluğu topraklarında İmparator l.Konstantin Hristiyanlığın içindeki anlaşmazlıkları gidermek amacıyla oluşturduğu toplantı. Hristiyanlığın bilinen bütün ilkeleri bu toplantıda alınan karar ve duyurularla ilgilidir.





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 35 31 1 3 86 22 96 +64
2 Fenerbahçe 35 28 1 6 89 31 90 +58
3 Trabzonspor 35 18 13 4 61 48 58 +13
4 Başakşehir FK 35 16 12 7 50 40 55 +10
5 Beşiktaş 35 16 13 6 48 42 54 +6
6 Alanyaspor 35 12 10 13 50 47 49 +3
7 Kasımpaşa 35 14 14 7 57 63 49 -6
8 Çaykur Rizespor 35 14 14 7 47 54 49 -7
9 Sivasspor 35 12 11 12 42 51 48 -9
10 Antalyaspor 35 11 12 12 40 44 45 -4
11 Adana Demirspor 35 10 11 14 50 47 44 +3
12 Samsunspor 35 11 15 9 40 45 42 -5
13 Kayserispor 35 11 13 11 41 50 41 -9
14 MKE Ankaragücü 35 8 12 15 43 46 39 -3
15 Fatih Karagümrük 35 9 16 10 43 45 37 -2
16 Konyaspor 35 8 14 13 34 48 37 -14
17 Gaziantep FK 35 9 18 8 40 55 35 -15
18 Hatayspor 35 7 15 13 39 49 34 -10
19 Pendikspor 35 8 18 9 40 71 33 -31
20 İstanbulspor 35 4 24 7 26 68 16 -42
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 34 24 7 3 77 31 75 +46
2 Göztepe 34 21 6 7 60 20 70 +40
3 Sakaryaspor 34 17 8 9 50 35 60 +15
4 Bodrumspor 34 15 7 12 43 22 57 +21
5 Çorum FK 34 16 10 8 55 36 56 +19
6 Kocaelispor 34 16 11 7 48 41 55 +7
7 Boluspor 34 15 11 8 33 35 53 -2
8 Gençlerbirliği 34 13 9 12 39 33 51 +6
9 Bandırmaspor 34 13 10 11 49 32 50 +17
10 Erzurumspor FK 34 12 11 11 30 34 44 -4
11 Ümraniyespor 34 12 15 7 40 47 43 -7
12 Manisa FK 34 9 12 13 40 40 40 0
13 Keçiörengücü 34 10 14 10 34 43 40 -9
14 Adanaspor 34 11 17 6 28 45 39 -17
15 Şanlıurfaspor 34 9 14 11 32 37 38 -5
16 Tuzlaspor 34 9 14 11 35 47 38 -12
17 Altay 34 5 25 4 16 76 10 -60
18 Giresunspor 34 2 28 4 16 71 7 -55
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 36 26 5 5 83 29 83 +54
2 Van Spor FK 36 24 6 6 63 37 75 +26
3 Bucaspor 1928 36 21 5 10 54 25 73 +29
4 1461 Trabzon FK 36 21 6 9 71 39 72 +32
5 Ankaraspor 36 15 8 13 45 35 58 +10
6 Yeni Mersin İdman Yurdu 36 16 10 10 50 36 58 +14
7 Beyoğlu Yeniçarşıspor 36 15 14 7 47 38 52 +9
8 Karacabey Belediye Spor 36 13 11 12 43 37 51 +6
9 Ankara Demirspor 36 15 16 5 43 46 50 -3
10 Diyarbekir Spor 36 12 15 9 39 41 45 -2
11 Kırklarelispor 36 11 14 11 33 41 44 -8
12 Altınordu 36 10 13 13 45 39 43 +6
13 Hes İlaç Afyonspor 36 10 14 12 25 38 42 -13
14 Serik Belediyespor 36 10 16 10 29 45 40 -16
15 Nazilli Belediyespor 36 11 16 9 38 57 39 -19
16 Zonguldak Kömürspor 36 11 17 8 41 57 38 -16
17 Bursaspor 36 6 22 8 28 64 23 -36
18 Kırşehir Futbol SK 36 5 23 8 38 76 23 -38
19 Adıyaman FK 36 4 25 7 28 63 19 -35
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 28 22 2 4 67 18 70 +49
2 Aliağa Futbol A.Ş. 28 19 0 9 60 18 66 +42
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 28 15 6 7 40 25 52 +15
4 52 Orduspor FK 28 14 7 7 40 28 49 +12
5 İnegöl Kafkas GK 28 13 7 8 37 30 47 +7
6 Edirnespor 28 13 10 5 45 28 44 +17
7 Mardin 1969 Spor 28 12 11 5 40 34 41 +6
8 K.Çekmece Sinopspor 28 10 10 8 41 31 38 +10
9 Karabük İdmanyurdu Spor 28 10 13 5 27 44 35 -17
10 Artvin Hopaspor 28 9 12 7 33 29 34 +4
11 Talasgücü Belediyespor 28 10 14 4 34 45 34 -11
12 Kırıkkalegücü FK 28 8 15 5 31 42 29 -11
13 Gümüşhanespor 28 4 14 10 25 49 22 -24
14 Malatya Arguvanspor 28 3 21 4 21 57 13 -36
15 Tarsus İdman Yurdu 28 2 22 4 20 83 10 -63
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 19/05/2024 Antalyaspor vs Adana Demirspor
 19/05/2024 Başakşehir FK vs Trabzonspor
 19/05/2024 Beşiktaş vs Hatayspor
 19/05/2024 Çaykur Rizespor vs Kasımpaşa
 19/05/2024 Galatasaray vs Fenerbahçe
 19/05/2024 Gaziantep FK vs Fatih Karagümrük
 19/05/2024 İstanbulspor vs Sivasspor
 19/05/2024 Kayserispor vs Konyaspor
 19/05/2024 MKE Ankaragücü vs Pendikspor
 19/05/2024 Samsunspor vs Alanyaspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 11/05/2024 Kocaelispor 0 - 2 Sakaryaspor
 11/05/2024 Erzurumspor FK 0 - 4 Eyüpspor
 11/05/2024 Boluspor 2 - 1 Çorum FK
 11/05/2024 Göztepe 1 - 1 Bodrum FK
 11/05/2024 Adanaspor 1 - 0 Bandırmaspor
 11/05/2024 Tuzlaspor 1 - 1 Gençlerbirliği
 11/05/2024 Şanlıurfaspor 2 - 0 Manisa FK
 10/05/2024 Giresunspor 1 - 2 Ümraniyespor
 10/05/2024 Keçiörengücü 1 - 1 Altay
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 Hük. Bursaspor 3 - 0 Van Spor FK
 04/05/2024 Altınordu 3 - 3 Ankaraspor
 04/05/2024 Bucaspor 1928 3 - 1 Diyarbekir Spor
 04/05/2024 Serik Belediyespor 0 - 6 Esenler Erokspor
 04/05/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor 3 - 1 Karacabey Belediye Spor
 04/05/2024 Adıyaman FK 4 - 1 Hes İlaç Afyonspor
 04/05/2024 Ankara Demirspor 5 - 2 Yeni Mersin İdman Yurdu
 04/05/2024 Kırklarelispor 1 - 3 Zonguldak Kömürspor
 04/05/2024 Kırşehir Futbol SK 4 - 5 1461 Trabzon FK
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 27/04/2024 Malatya Arguvanspor 3 - 4 Talasgücü Belediyespor
 27/04/2024 Gümüşhanespor 2 - 4 Kepezspor FAŞ
 27/04/2024 Artvin Hopaspor 0 - 1 52 Orduspor FK
 27/04/2024 Mardin 1969 Spor 4 - 2 İnegöl Kafkas GK
 27/04/2024 Tarsus İdman Yurdu 1 - 1 Karabük İdmanyurdu Spor
 27/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 0 Edirnespor
 27/04/2024 Aliağa Futbol A.Ş. 6 - 3 Kırıkkalegücü FK
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI