Seçim yasası değişikliği, 2023 seçimlerinde uygulanacak olan seçim ve siyasi partiler yasalarında yapılan bazı değişiklikleri ifade ediyor. Seçim yasası değişikliği ile getirilen bazı önemli noktalar şunlardır:

Seçimlerde yüzde 10 olarak uygulanan ülke seçim barajı yüzde 7’ye indirildi.

İttifak yapan partilerin çıkaracakları milletvekili sayısı, her seçim bölgesinde ittifak içinde elde ettiği oy sayısı esas alınarak belirlenecek. Böylece ittifakın toplam oylarının milletvekili seçimlerine etkisi kaldırıldı.

Cumhurbaşkanı seçim dönemindeki propaganda yasaklarından muaf tutuldu.

Siyasi partilerin seçime katılma yeterliliğini kazanabilmesi için illerin en az yarısında örgütlenmesi gerekecek.

Seçim kurulu başkan ve üyelerinin “en kıdemli hakimler” arasından belirlenmesi zorunluluğu kaldırıldı.

Görme engellilerin tek başına oy kullanabilmesi için Yüksek Seçim Kurulu’nun oy pusulalarına uygun şablon koyması sağlandı.

Bu değişikliklerin seçim sonuçlarına etkisi kesin olarak bilinmese de, bazı tahminler ve analizler yapılabilir. Bu değişikliklerin muhtemel etkileri şunlar olabilir:

Seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesi, küçük partilerin seçime katılma şansını artırabilir. Ancak bu partilerin barajı geçebilmeleri için yeterli oyu alabilmeleri gerekecektir. Barajın düşmesi, seçmenlerin daha çok tercih yapabilmesine olanak sağlayabilir.

İttifakların milletvekili hesabında değişiklik yapılması, ittifak içindeki partilerin aldıkları oy oranına göre milletvekili çıkarmalarını sağlayacak. Bu da ittifakın toplam oylarının milletvekili seçimlerine etkisini kaldıracak. Bu durumda, büyük partilerin küçük partilere verdiği “artık oylar” avantajı ortadan kalkacak. Küçük partiler, güçlü oldukları seçim bölgelerinde milletvekili çıkarabilecekler, ancak büyük partilerin listesinden seçime girmeyi tercih edebilirler.

Cumhurbaşkanının seçim dönemindeki propaganda yasaklarından muaf tutulması, cumhurbaşkanının seçim kampanyasını daha rahat yürütmesine imkan verecek. Ancak bu durum, cumhurbaşkanının tarafsızlığı ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirilebilir.

Siyasi partilerin seçime katılma yeterliliğinin illerin en az yarısında örgütlenme şartına bağlanması, yeni kurulan veya örgütlenme sorunu yaşayan partilerin seçime girebilmesini zorlaştırabilir. Bu da siyasi rekabeti azaltabilir.

Seçim kurulu başkan ve üyelerinin “en kıdemli hakimler” arasından belirlenmesi zorunluluğunun kaldırılması, seçim güvenliği ve adaleti konusunda endişelere yol açabilir. Bu hüküm, Anayasa Mahkemesi’ne götürülebilir.