Küçüklüğümden beri mazlumlara, ezilenlere karşı büyük sempati duyar, yanlarında olmaya çalışır, onlara zulmeden zalimlere ise çok kızardım. Arkadaşlarımızla İzmir Basmane’deki mahallemizde veya yazın gittiğimiz memleketimiz Silifke’nin orta Toroslardaki Balandız yaylasında “kovboyculuk” oynarken ben hep Kızılderili olurdum. Nitekim genelde biz yani “Kızılderililer” savaşı kazanırdı.

Ancak büyüdükçe gerçek hayatta durumun tam tersine olduğunu görmeye başladım. Mazlumlar dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi vatanımız Türkiye’de de hep eziliyorlar, ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyorlardı.

İnsan Hakları Derneği’nin 1986’da kurulması umutlarımı biraz olsun yeşertmişti. Ancak camiamızın da acilen böyle bir kuruluşa ihtiyacı vardı. Çok şükür ki, 1991 yılında Mazlumder’in kurulmasıyla sevincim ve geleceğe dair umutlarım daha da arttı.

O yıllarda İzmir’de yaşıyordum. Yanlış hatırlamıyorsam 1993 yılında avukat dostumuz, Balçova’dan komşumuz Halit Çelik’in başkanlığında, Eflatun Saygılı abimizin yardımcılığında Konak’ta İzmir Şubesi kuruldu. Ben de ilk üyelerden biri olarak burada yerimi alarak safımı belli ettim.

O dönemde İzmir yönetimi çok güzel işlere imza attı. Bunlardan en önemlisi Bosna Savaşında cihad eden Boşnak kardeşlerimizin uğradıkları katliamları protesto amacıyla Kordon’dan Konak Meydanına kadar düzenlenen büyük yürüyüş ve mitingdi. FETÖ’cüler o zamanda yine her zamanki ayrıksılıklarını göstermişler ve kendi evlerinde kalan Boşnak gençlerin mitinge gitmelerini önlemek için kapıları üzerlerinden kilitlemişlerdi.

1994 yılında Kayseri’ye gelince buradaki Mazlumder yönetimi ile tanıştım. Zaman zaman kesintiye uğrasa da üye veya sempatizan olarak hizmetlerine elimden geldiği kadar destek olmaya çalıştım.

Ankara yıllarımda da gönül verdiğim iki kardeş kuruluş Araştırma ve Kültür Vakfı Ankara Şubesi ile Mazlumder Genel Merkezi Mithatpaşa Caddesinde aynı binada birinci katta karşılıklı olarak yer alıyorlardı. Mazlumder’in Ankara Şubesi de hatırlayabildiğim kadarıyla aynı caddede daha aşağıda bulunan bir apartmanın en üst katındaydı.

Çok şükür; ikinci Kayseri dönemimde de Mazlumder ile olan gönül bağım üye olarak devam ediyor. Mazlumlarla çocukluktan beri süregelen gönül bağım ise inşallah daim olur.

Rabbim bu güzide kuruluşu kuranlar ve yaşatanlardan ebeden razı olsun. Bu camiaya emeği geçenlerden vefat edenlerin mekânları cennet olsun.

Mazlumder’in daha nice yıllar ayakta kalarak hizmet vermeye devam etmesini Rabbimden niyaz ediyor, Kayseri Şubesinin 20 Mart Cumartesi günü gerçekleştirilecek olağan kongresinde seçilecek yeni yönetime başarılar diliyorum.