Yazımın başlığında, YPG/PKK temsilcisi HDP’nin görevden alınan hain belediye başkanlarından söz etmiyorum, Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ün kurduğu CHP’ nin İstanbul ve İzmir Belediye Başkanı olan ancak YPG/PKK’nın sanki sözcülüğünü yapan İmamoğlu ve Soyer’den söz ediyorum.

Aradan sekiz ay geçtiği halde hizmet adına bir taş üstüne taş koymadıkları halde, diplomatlığa soyunan bu beyler, birisi KKTC‘nin geleceğine elbise biçiyor, bu da yetmiyor, Kürt sorunu yaratma peşinde, diğeri İstanbul’u bırakıp Fransa’da sanki YPG/PKK’ya sözcülük yaparcasına yapıp Türkiye Cumhuriyeti’ni kötülüyor…

Bir şiir okudu diye Recep Tayyip Erdoğan aylarca cezaevinde yattı, ama yine de ülkesini şikâyet etmedi!

Atalarımız ‘’kahpe içeride olursa kapı kilit tutmaz oğul’’ derlerdi, maalesef kahpede, yosmada, hainde içimizde! Merak ediyorum dünyada devletine ihanet eden hain yetiştirip besleyen Türkiye’ den başka bir ülke varmı? 

Kamu kurum ve kuruluşları başta olmak üzere Meclisinde hain besleyen, belediye başkanı seçtiren, kanunlarıyla koruyan ve kollayan başka bir ülke yoktur herhalde…

YPG/PKK sözcüsü ve temsilcisi HDP’in sözde belediye başkanlarını anlamak mümkün. Çünkü onlar halka hizmet için değil, terör örgütüne hizmet için seçildiler. Ffakat CHP’nin namlı şanlı Belediye başkanlarını anlamak mümkün değil. İmamoğlu da Soyer de yarış yapıyor, neyin yarışı! Avrupa ve Amerika’nın gözüne girme ve CHP’ye genel başkan olma yarışı.

Ama bu uğurda ülkemizi satıyorlar; hem de Atatürkçü olduklarını iddia ederek!

Kırk yıldır terör belasını bertaraf etmek için verilen mücadele, binlerce kahraman güvenlik mensubunun şehit olması, ocaklara ateş düşmesi, harici hainler için bir şeyler ifade etmeyebilir. Ama Atatürk’ün kurduğu CHP’nin namı değer kurtarıcısı sözde Belediye başkanı İmamoğlu ve Soyer’in dahili ve harici hainlerin değirmenine su taşıması, siyaset adına partisi ve ve partililerin buna sessiz kalması çok şeyler ifade ediyor..

Hani, başkalarını eleştirirken kendileri yanlış yapanlara tepki için kullanılan “Dinime söven Müslüman bari olsa” derler ya, dinime söven Müslüman olsa bari… Bunlar gardolap Atatürkçü.

Sayın Cumhurbaşkanını her fırsatta eleştiren ve zırvalamalarıyla mide bulandıran Kılıçdaroğlugibi aynı dili konuşan, bu zatların aday adaylığı gündeme geldiği günden itibaren Türkiye’yi karıştırmak için çalıştıkları gibi önümüzdeki süreçte temennim o ki, CHP’yi de karıştıracaklar, bunu da zaman gösterecektir. CHP bu üçlüden kurtulmak için ciddi bir gayret içine girecektir.

CHP’nin görevden alınan HDPKK’lı belediye başkanları için verdiği mücadeleyi Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde şiir okuduğu gerekçesiyle 10 ay hapis cezası aldığında da gördük mü? Görmedik, çünkü CHP’nin ‘iyi terörist’ ‘kötü terörist’ gibi bir refleksi vardır.

Erdoğan’ın dış siyasetini eleştirip kendisini dış siyasette çözüm adamı gibi gösteren Kılıçdaroğlu, “Türkiye DEAŞ ile etkin mücadele etmiyor” diyebiliyor ama aynı zamanda 85 yıllık sömürü planı uyarınca, Deyrizor’dan gelip rejim ve PKK hâkimiyet sahalarının tam ortasından geçerek Ebu Kemal’e ulaştırılacak petrolün, buradan boru hattına verildikten sonra Tanf’tan geçip Ürdün üzerinden İsrail’in Hayfa Limanı’na ulaştırılacak olmasına ve Kerkük ve Deyrizor petrolü buradan da gemilerle batılı ülkelere götürülmesini idrak edemiyor. Yıllarca atıl durumda kalan bu güzergâh Amerikan planlarının hayata geçirilmesi için en uygun takvimi bekliyordu. Amerika’nın asker çekeceğini açıklamasına karşın bölgeye yüzlerce TIR silah, mühimmat ve sistem sevk etmeye devam etmesi de, perde gerisindeki petrol sömürüsü odaklı İsrail planını hayata geçirmeye yönelik faaliyetler olarak görülmesini fark edemeyen bir CHP asla Türkiye menfaatine bir iş yapamaz!

ABD, İsrail ve AB ülkelerinin bu sinsi planlarını gerçekleştirebilmek için silaha boğduğu YPG terör örgütü için “YPG bize mi saldıracak” diyen Kılıçdaroğlu ve partisi bu ülkenin faydasına bir iş yapamaz!