Seçim sonuçlarındaki belirsizlik konuşulurken, YSK’dan İstanbul seçimleri hakkında son sözü söylenmesi beklenirken, gündem birden değişti ve Türkiye, Ankara'nın Çubuk ilçesinde Şehit Yener Kırıcı’nın cenazesine katıldığı sırada bazı vatandaşlar tarafından Kılıçdaroğlu’na yapılan ürkütücü saldırı gündeme oturdu. Saldırı yanlış mı? Evet yanlıştır. Siyasetçiye saldırmak, ülkede sağlanmaya çalışılan birlik ve beraberliği bozar. Ayrışmaya, kutuplaşmaya yol açar…

Olayların başlamasıyla birlikte bir yandan da olay yerinde bulunan Milletvekillerine ulaşmaya çalıştım. Telefonlarımıza cevap veren yoktu. Orada Güvenlik Kuvvetlerinin çembere aldığı topluluğu yarıp canhıraş bir şekilde olayın içerisinden sıyrılıp çıkmaya çalışıyorlardı. Daha sonra aradığımda Özel Kalem Müdiresi Şükran Hanım ile görüştüm. Olayın telaşı ile Sayın Genel Başkan Kılıçtaroğlu’nun ve yanındakilerin, Güvenlik güçleri tarafından bir evde koruma altına alındığını ve Genel Başkanın sağlığının iyi olduğunu söyledi ve telefonu kapattı…

Türkiye’de siyasi yaşam içerisinde birçok siyasetçi bazı bu tür olaylarla karşılaşmıştır. O dönemlerde ne yapıldıysa şimdi de aynısının fazlası yapılıyor ve siyasetçilere yapılan saldırılar kınandığı gibi, çok kısa bir süre içerisinde olayların failleri yakalanıp Adalet huzuruna çıkarılıyor. Türk milleti bu olayı kınamıştır. Olayın olmasını tasvip etmemiştir…

Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı, Türkiye'nin seçimlerin bittiği, normalleşmeye girdiği bir dönemde, yapılması organize bir olay mı diye akıllara getiriyor ama yapılan sorgulamada, organize olmadığı görülüyor. Anlık bir gelişme ve vatandaşın öfke birikimi ile gelişen olaylar olduğu ortaya çıkıyor. Belli ki bir yapı Türkiye’den normalleşme istemiyor. İşte onlara inat, bu saldırı üzerinden Türkiye siyasetçileri normalleşme adımını atabilirler. “Türkiye ittifakı” öneren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu ile görüşmesi siyasi iklime olumlu katkı yapacağını sanıyorum.

Geçmiş tarihte Londra’daki uçak kazasından sonra İnönü’nün, Menderes’i karşılamaya gitmesinin siyasette bahar havası estirdiğini unutmamak gerekir. Siyasetçi birbiriyle konuştukça sorunları halleder. Küserek sorun çözülmez...

Vatandaşlarında, Kılıçdaroğlu’na yapılan çirkin saldırıdan, meydana gelen olaydan ders çıkarması lazım. Artık ateşle oynanmasın. Bu olaya karışan suçlular da yakalanıp Adalete teslim edilmelidir ki Türkiye için istenilen birlik mutabakatı gerçekleşsin. Aksi takdirde bu gibi olayların önüne geçilmez, siyasetçiler böylesi toplantıya katılamaz, doğruları söyleyemez hale gelir…

KISSADAN HİSSE! BİR HİKAYE…
“BİRŞEYLERİ YIKMAK İSTEDİĞİNDE EŞEĞİ SAL YETER!”

Eşek ağaca bağlıydı!
Şeytan geldi ve ipini çözdü!

Eşek, komşunun tarlasına girdi, kuru ve yeşil yemeye başladı !!

Tarla sahibi çiftçinin karısı eşeği gördü ve tüfeğini çıkartarak eşeği öldürdü !!

Eşeğin sahibi tüfek sesini işitti, baktı ki eşeği ölmüş, sinirlendi, çiftçinin karısı üzerine kurşun boşalttı!

Çiftçi döndü, karısını ölmüş bulunca, tüfeği aldı ve eşeğin sahibini öldürdü...

Eşeğin sahibinin oğlu, babasını ölmüş bulunca, silahı aldı tarla sahibi ve büyük oğlunu öldürdü...haber tarla sahibinin ailesine ulaştı, hepsi silahlarını aldılar ve eşek sahibinin çiftliğine hücum ettiler, evde kim varsa öldürdüler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yaktılar !!!!

Şeytana soruldu: sen ne yaptın..!
Şeytan dedi: hiç... Ben sadece eşeği saldım…

Bir ülkeyi yıkmak istediğinde oradaki insanların galeyana gelmesini önlemek lazımdır. Aksi takdirde bu gibi olaylar ülkemiz için yarar yerine zarar getirir. Olaylar karşısında itidalli davranmak lazım…

Siyasetçiye hesap sormak isteniyorsa, yaptıklarından dolayı ders verilmek isteniyorsa, bunun yeri ne saldırmak nede oraları Arenaya çevirmek değildir. Vatandaş seçim sandıklarına giderek oylarıyla iyi gördüğü siyasetçiyi ödüllendirir. Beğenmediği yanlış yapan siyasetçiyi de sandıkta cezalandırmalıdır…