Bugün 1 Nisan ama şaka yapmayacağım.

Aslında bugün ki köşe yazımda Türkiye’deki Yerel seçimlerin sonuçlarını az da olsa yazmak isterdim ama geç saatlerde biten seçim ve sonuçların açıklanmadığı için yazamadım. Fakat önümüzdeki günlerde sonuçları, başarılı, başarısız adayları yazacağımız çok zamanımız olacak. Bugün Moskova Tiyatro salonuna yağılan terör saldırısını izlenimlerimi yazacağım…

Crocus City Mall, Moskova’nın en büyük alış-veriş ve kültür-eğlence mekânı olarak biliniyor. 2009 yılında Azeri iş insanı Aras Agalarov tarafından inşa edildi. Agalarov dünyanın önde gelen zenginlerinden ve çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren bir iş insanı… Agalarov’un oğlu, Emin Agalarov İlham Aliyev’in eski damadı, bir pop şarkıcısı. Aras Agalarov’un iş ilişkilerinde şirketin önemli yöneticilerinden birisi konumunda…

 Aras Agalarov ve oğlu Emin Agalarov aynı zamanda Donald Trump ile de yakın ilişkide bulunan kişidir. Diplomatik çevrelerde Agalarov ailesinin Putin ve Trump arasında köprü görevi yaptığı  da ifade ediliyor…

Agalarov ailesinin Trump ile iş ilişkilerinin yanı sıra, Trump’a ABD seçim kampanyalarına da destek verdikleri bilinmekteydi.

Moskova’da gerçekleşen terör saldırısına ilişkin ilk akla gelen soru “Ukrayna’nın bu saldırıda rol alıp almadığı olmuştur”, gerek Rusya’daki siyasi çevreler gerekse dünya kamuoyunun gözleri Ukrayna’ya çevrildi…

Moskova saldırısını DEAŞ üstlendi!

Çeşitli açıklamaların ardından terör saldırısının zanlıları Ukrayna’ya kaçarlarken Rusya güvenlik birimleri tarafından yakalandılar…

ABD seçimleri yaklaşırken böyle bir saldırının gerçekleşmesi farklı senaryoları da gündeme getiriyor… Özellikle Agalarov ailesinin Trump’a olan desteği ve Trump’ın Rusya’ya  ve Rusya-Ukrayna savaşına bakışı dikkat çekici noktalar!

Bir komplo teorisi de bu saldırının savaşın bitmemesini sağlamak dışında, ABD seçimlerine ilişkin Agalarov ailesine bir mesaj şeklinde oluşturulabilir. Terör saldırısının amacı her neyse ve organizatörü her kimse, siyasi tarihe biraz baktığımız zaman bu saldırının küresel bir mücadelenin parçası olduğunu söyleyebiliriz…

Dünya siyasi tarihinde diğer bir gerçeklik de terör saldırılarına maruz kalan devletlerin tepkisi oldukça sert olduğudur.  Özellikle transnasyonal (ulus ötesi) terör saldırılarına karşı devletlerin tepkisi oldukça sert olmakta ve ilgili saldırının kaynağı hedef alınmaktadır…

İlgili saldırının kaynağı henüz tam netleşmemesine karşın…

Terör saldırısını takiben özellikle Batı dünyasından mevzuya dair kınama mesajları gelmekle birlikte, gergin bir bekleyiş girilmiştir…

Birçok otorite-uzman saldırının küresel nitelikte bir plan olduğu üzerinde birleşiyor ve DEAŞ’in sadece taşeron olabileceği görüşü ön plana çıkıyor! (İdlib-Suriye bağlantısını da her şeye rağmen bir ihtimal olarak görenler de var). İzlemeye bakacak olursak, DEAŞ Suriye sınırı içerisinde ve ABD tarafından baskı altında tutulmuyor mu? DEAŞ, Suriye’den nasıl ve kimler tarafından organize edilerek Moskova’ya saldırıda bulunuyor. Düşündürücü değil mi?

Saldırının Rusya-Ukrayna savaşının bitmemesi için yaptırıldığı düşünülmekte, ancak bunun kim veya kimlerin çıkarına hizmet ettiği bir soru işareti. Ayrıca Rusya içerisinde Müslümanlarla diğer halklar karşı karşıya getireceğinden endişe diliyor…

Moskova saldırısı sonrası Gazze mevzusu bir anda rafa kaldırıldı, dikkatler Rusya’ya ve Rusya’nın Ukrayna’nın batısına gerçekleştireceği olası saldırılara çevrildi…

ABD Romanya’da yeni NATO üssünü inşa ederken, Macron direkt bir müdahaleden bahsederken, Ukrayna ve Rusya’da savaş kısa sürede bitmeyeceğe benziyor…

Putin’in seçim zaferinden bir hafta sonra gerçekleşen bu saldırının sonuçlarına ve arkasında ne olduğuna tanıklık edebileceğiz gibi gözüküyor…