Ve en önemlisi; yapmayı düşündüklerimiz ne kadar doğru?

Güney sınır ötemizden son süreçte pek olumlu sinyaller gelmiyor! Sanki kısa süre sonra irili ufaklı sıkıntılar baş gösterecek ve huzursuzluk başlayacak gibi.
‘Havada bu kez aşk değil gerginlik kokusu var!’

Türkiye sıkıntılı dış politika günlerini geride bırakıyor desek de henüz istenen ve olması gereken seviyeyi yakalayamadı.
Sıklıkla yazıp dile getirdiğim; ‘ülkeler ne kadim dostumuz ne de daim düşmanımız olmamalı! Dış ilişkiler, olması gerektiği gibi diplomatik çerçevede yürümeli!
Önceliğimiz; ülkemizin istikrarlı yürümesi, maddi-manevi menfaatleri ve yurtdışındaki bizden olanlar olmalı..’ cümlelerimi bir kez daha anımsatmak istiyorum.
‘Bizden olanlar’ demişken önemli bir detayı hatırlatmakta fayda var. Suriye ve Irak’ta bulunan Türkmenlerin güvenlik ve huzurdan yana denge unsuru olduğu unutulmamalı!

Evet Irak ve Suriye’yi kapsayan sınır ötemizden iç açıcı kokular gelmiyor! 
Dünya belki de o bölgeden Barzani öncülüğünde bağımsız bir Kürt Devleti haberini beklerken düşünülenin aksine Kürtler irili ufaklı oluşumlarla bölünmeye çalışılıyor diyorum!
PKK, YPG, PYD, İran, Suriye, IKBY...
Çok enteresan durumların ve kapı arkası planların su üzerine çıkması yakındır!

Uzun zamandır Türkiye ile müzakereleri yapılan Suriye’deki tampon bölge mevzusu da böyle bir oluşum gibi görünüyor.
Şöyle bir tablo düşünün; bir tarafta terör unsurlarını içinde barındıran İran’a yakın bir Kürt oluşumu, diğer yanda yine terör unsurları ile iç içe Suriye’ye yakın diğer bir Kürt oluşumu ve yıllardır bölgede teröre karşı büyük bedeller ödeyerek mücadele eden Barzani başkanlığındaki IKBY!

IKBY demişken Başbakan Mesrur Barzani’nin sunduğu kabine listesi çarşamba günü mecliste onaylanacak. Liste dengeler doğru gözetilerek hazırlanmış. Parlamentoda olumlu karşılanmasını bekliyorum.

Irak Bölgesel Kürt Bölgesi kıskaca alınırken Türkiye’nin yapması ve yapmaması gereken başlıklar dikkatlice düşünülmeli. Çünkü Neçirvan Barzani ve IKBY, köklü bağlarıyla Türkiye’ye bağlı olan tek değer!
Bölge Kürtlerinin bu şekilde ayrıştırılması demek Ortadoğu’da çatışmaların ve huzursuzluğun eksik olmayacağı anlamına gelir...

Türkiye’nin de geniş çerçevede reel ve uzun öngörüye sahip bir strateji izlemesi gerekiyor. O bölgedeki aşiret ve mezhep faktörlerinin gücü göz önünde tutulmalı ve ilişkiler sahanın nabzına göre yakın tutulmalı. Sünni Türkmen varlığımız unutulmamalı ve güç veren istişareler yapılmalı.

Türkiye, Irak ve Suriye’de son süreçte yaşadığı siyasal ve ekonomik kördüğümü doğru insanlar ve doğru yol haritaları ile çözebilir!