Yine, yeniden, aynı yürekle, aynı coşkuyla, eksi 9 derecede, Mergabütan Kayak Merkezi’nde, yoğun kar yağışı altında “Hakkari’de Hayat Var” dedik 4.Kar Festivali vesilesiyle…

Hakkari 4.Kar Festivali muhteşem bir coşkuya sahne oldu… Fahri şehrim diye demiyorum; gelip gördüklerimiz karşısında binlerce kez “bu huzura ve bu coşkuya vesile olanlar iyi ki varsınız” diyerek dualar ettik…
İki günlük festival programının sunumunda, radyo programcısı Sempatik Yusuf ile sahnedeydik… Bir ondan bir benden derken tatlı atışmalar eşliğinde her “hazır mıyız Hakkariiiii” dediğimizde coşkulu bir “eveeettt” bize cevap olarak geldi…

Festival öncesi; “biri çıkıp gelmişti ve ‘Hakkari’de Hayat Var’ deyip tüm kadrolarıyla sessiz sedasız kolları sıvamıştı… Dağların zirvesini nadide bir gerdanlık gibi sarıp sarmalayan Hakkari’nin değerini bilenler; yollara, yatırımlara, tebessümle uyanılan huzur günlerine vesile olmuştu… Ve Hakkari hikayesi; hak ettiği değerle, sabırla, emekle, yüreklere dokunmakla, mis kokulu huzur meyveleriyle yazılmaya devam etti…” demiştim köşemden…
Tüm bu yazdıklarıma ve hatta daha fazlasına, kar festivalinden yansıyan coşkuyla dünya bir kez daha şahit oldu… Hakkari Belediyesi’ne ait otobüsler iki gün boyunca hiç durmadan alana ring yaptı… İki günlük festival programı için Mergabütan Kayak Tesisi’ne belediye otobüsleri ve şahsi araçlarıyla gelen ziyaretçilerin toplam sayısı 20 bini geçti… Daha ne olsun…
Birkaç yıl önce Vali İdris Akbıyık’ın “Hakkari’de Hayat Var” mottosuyla başlattığı hizmet serüveni, hepimizin pervaneler misali bu şehre yönelmesine sebep olmuştu…
Festivalin açılış konuşması için sahneye davet ettiğimiz Vali Akbıyık, yapısı gereği “söylemekten ziyade hizmete odaklanan” bir isim.. Ve iki gün boyunca dünyaya ulaşan “Mergabütan Tablosu” şimdiye kadar Vali Akbıyık’ın zikretmediği tüm cümlelerin binlerce katını ulaştırdı gözlere ve gönüllere…
“Festival boyunca aşk kokulu tüm cümleler, şiirler, ezgiler Hakkari için olacak” diyerek sahneden başlattığımız 4.Kar Festivali’nde, Hakkari ilhamının edebiyat zulama yüklediği sayısız dizeyi paylaştım mikrofondan…
Hakkari ilhamıyla zikrettiğim şiirlerden birini yeri gelmişken hemen sizlerle de paylaşayım…

“Bakışlarında beni dinlendiren bir tılsım var eyyy Can; kıyısındaymışım gibi en iyot kokulu denizlerin, en bereketli nehirlerin…
En uçsuz bucaksız ovaların, kekik kokulu dağların, en cennete yakın duaların…
Ve yüzüme, ruhuma, avuç içlerime dokunan ennnn Hakkari kokulu rüzgarların….”

Vali İdris Akbıyık ve eşi Sevim Hanım festival öncesinden gelmeye başlayan misafirleri güler yüzlü, samimi ve mütevazi  varlıklarıyla bir an olsun yalnız bırakmadı… Onca festival telaşıyla birlikte Vali Akbıyık ve eşi Sevim Hanımın misafirlerin her anında dolu dolu yer alması tüm konuklardan tam not aldı…
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan ve beraberindeki vekiller de bir gün öncesinden Hakkari’ye gelerek festival coşkusunda yer almıştı… Festivalin açılış programında yaptığı konuşma ve iki gün boyunca sergilediği mütevazi kişiliğine bizlerle birlikte Hakkarililer de hayran kaldı Çiğdem Karaaslan’ın…

Yılmaz Erdoğan ve çocukları, Mustafa Erdoğan ve oğulları, sanatçı Aydın Aydın ve ekibi, Anadolu Ateşi, Gece Yolcuları, Ersin Korkut, Rengi Hakkari, yerel sanatçılar, sporcular, il dışından gelen siyasiler ve basın mensupları, yerli yabancı turistler, şehrin tüm kademeleri ve tabi ki Hakkarililer; coşkuyla iki gün boyunca dur durak bilmedi… Sahneden bakınca alanda bulunanların eğlencesine katılmamak imkansızdı…
Sanatçı Aydın Aydın’ın Red Bul’u protesto etmek için devasa kazanda hazırladığı “Hakkari Usülü Enerji İçeceği” alandakilere dağıtılırken hep bir ağızdan “Hakkari’de Hayat Var Red Bul buyur sende gel” dendi… (Bir süre önce Red Bul Türkiye’nin basına sızan mailinde Hakkari’nin güvenli bir şehir olmadığı ve gidilmemesi gerektiği yazıyordu…)
Sahne hazırlıkları devam ederken sunum partnerim ile sesine güvenenlere uzatıyorduk mikrofonu… Ne cevherler varmış kadim Hakkari’de bir bilseniz… Hakkarililerle birlikte mikrofonu uzatıp “bir şarkı da sizden rica ediyoruz” dediğimiz bir isim daha vardı; AK Parti MKYK üyesi Abdurahman Kurt… Bizi kırmayıp “agır ketiye dılemı xew nakevı çawemı” (ateş düştü kalbime uyku girmez gözüme) der demez alanda bulunan herkes kendisine keyifle eşlik etti…
Ve tabi ki festivalin kusursuz işleyişinde, güvenliğinde, alt ve üstyapı hazırlığında emeği geçen kadrolara da kocaman alkışlar gitti… Emniyet, Jandarma, belediye, gençlik spor, valilik birimleri zorlu hava ve coğrafya şartlarında mükemmeli sergilemişti… Hakkari Jandarma ve Özel Harekat’ının yaptığı iglolar(*) da herkesten büyük ilgi gördü…
Anlayacağınız iki gün boyunca; sırtımızı Sümbül’ün asaletine, yüreğimizi Zap’ın kadim nağmelerine, coşkumuzu da Hakkari’ye emanet etmiştik..
Velhasılı kelam; “Hakkari ilhamıyla yazdıklarımı derlesem bir kitap olur İdris Valim” derken 4.Kar Festivali’nden topladığım ilhamı da baş köşeye koymuştum…

(*) İglo (iglu), Eskimoların bir kısmının sürekli olarak ya da av sezonlarında geçici olarak yaşadığı sıkıştırılmış kardan ev.