Nihayet yılın sonuna geldik. 2020 bitti 2021 geliyor. Ama, eğri oturup doğru konuşursak; 2020 hiç de iyi geçmedi. Hep üzüldük, hep sıkıldık. Depremler bir taraftan, pandemi diğer taraftan nice ocakları söndürdü.  

Bornova’da evimle kaymakamlığın bulunduğu merkez arasındaki 600–700 metrelik mesafede 5 tane dükkan kapandı. Kemeraltı’nda hergün arı oğul vermiş gibi çalışan dükkanlar sinek avlıyor. Resmi kuruluşların deprem hasarları nedeniyle  taşınması esnafı da iş yapamaz hale getirdi.   

Pandemi nedeniyle gıda sektöründe  toptancılar ard arda iflasları yaşıyor. Bir çok meslek grubuna getirilen  yasaklar ve kısıtlamalar, bu meslek sahiplerini perişan etti.        

2020 SUSUZ GEÇTİ      

Susuzluk alarm veriyordu, yağdı bu defada ortalığı sel aldı götürdü. Küresel iklim değişiklikleri ülkemizi de etkiledi. Yeraltı su kaynakları , göller kurudu. Umutlar, kuraklık için hazırlanan eylem planlarında.. Üniversiteler de bu konuda yoğun bir çalışma içinde.. 

Bu arada, kendimi güzel birşeyler  söyliyeyim diye zorluyorum. Üniversiteleri düşünüyorum.Maşallah hepsi de atakta. Kabuklarını kırıp, topluma bir adım attılar. Coronavirüs olmasa  neredeyse kucaklaşacaklar. Toplum da bilime kulak vermeli tabii. Bilimsel gelişmeleri izleyip uygulamalı.  

Masamın üzerinde bir gazete sayfası görüyorum. ‘’2021’de  topraksız dikey tarıma yatırım başlıyor’’ diyor. Şu İsrail’deki maşov ve kibutz tipi köylerde uygulanan tarım gibi herhalde. ‘’İsviçre– Hindistan  kökenli yatırım devi Distri Co Anatolia iştirakiyle ‘’Türkiye’de yatırım yapacakmış. Tedarik zincirini de  tarladan sofraya kadar kontrol edecek, bilimsel temellere dayalı çalışmalar olacakmış. Sevindim. Bu çalışmalarda, az suyla tarım yöntemlerini de kullanırlar herhalde. Yoksa işimiz nefesi kuvvetli hocalara (!) kalacak .  

İletişim Fakültesi’nde Siyaset hocamız vardı. Nurlar içinde yatsın çok değerli bir hocamızdı. Prof. Dr. Nazif Akçalı. Manisa’nın bir köyünde tarımla da uğraşıyordu.Hocam anlatıyor. Yine böyle susuz bir yıl. Bütün köy yağmur duasına çıkmışlar. Hoca önde köylü arkada. Hoca okumuş okumuş. O arada birkaç damla yağmur düşmüş. Hoca gururlu. Dönmüş geriye, ‘’Biraz da kar attırıveriyim mi ?‘’ diye sormuş. Hizmette sınır yok tabi. Ama, nerde o hocalar? (!)

NEFESİ KUVVETLİ, 3 KÖYÜ MAHVETTİ…    

Söz, nefesi kuvvetli hocalardan açılmışken; böyle bir kadın hoca da, bir karadeniz köyünde hasta tedavisine gitmiş. Kovid -19 hastası olan üfürükçü, öyle bir üfürmüş ki 3 köyü karantinaya almışlar. Kadın önce 136 kişiye bulaştırmış, sonra 3 köyde 280 vaka.  

Tutacaksın bu kadını, harcırahını da vereceksin. Hatta cebine bol harçlık da koyacaksın. Amerika’ya göndereceksin.‘’Dönerken de Fransa’ya uğra’’ diyeceksin. Şöyle bir gezsin dolaşsın. Bakalım, Türkiye’ye ambargo neymiş, görsünler günlerini!   

        Şaka şaka. Hiç kimse hasta olmasın.  

        Nice sağlıklı, mutlu yıllar dileğiyle…