Sular çekildi.Önüne kattığı heşeyi yıkıp deviren sel gitti kumu kaldı. Kötü anıları da kaldı ama  hamur haline dönüşen kitapların birbirine yapışmış sayfaları arasında.Bir sahafın, bir gazetecinin ömür boyu birikimi 8 saatlik yağmurla yok oldu.  

İbrahim Irmak’ı İzmir’de herkes tanır. Kitaplara düşkünlüğünü de bilirler. İzmir’in çevresini köy köy dolaşıp, kütüphanesi olmayan köyleri, köy okullarını kütüphaneye kavuşturan Irmak, son dönemde de kent içinde  parklara kütüphane açmaya başladı. En son, Balçova’da bir parka kütüphane açarak, çocukları temiz bir çevre ve kitaba kavuşturdu. Ben de gidip gördüm 31’nci kütüphaneyi. Allahım o ne güzellik. Çocuklar kitaba koşuyor. Parkın bir köşesinde küçük bir masada satranç oynuyorlar. Daha küçüklerin ellerinde birer oyuncak.

Banklarda kadınlar; dergi karıştırıyor, örgü örüyorlar. Annelerin gözleri çocukların üzerinde. Bir anne kütüphanenin içinde çocuğuna ödev yaptırıyor. Pandemi dönemi olduğundan hepsi de maskeli. Olmayanlara da zaten İbrahim veriyor. Tabi, küçük bir dersle. Maskeyi takmadıklarında neler olacağını anlatarak.  

O, sadece mahallenin İbrahim Ağabeyi değil; 7’den 70’e  herkesin dostu. Ben 71 oldum, benim de dostum.  Kütüphanenin önüne koymuş bir masa, gelene geçene çay ikram ediyor. Çocuklar ders çalışırken bilmediklerini ona soruyor. Bir bakıma etüt öğretmenliği de yapıyor.   

İşte benim hayalimdeki  kütüphane. Çocukların kuş  cıvıltılarına karışan sesleri  kulaklarda çınlıyor. Evim yakınında olsa, ben de hergün İbrahim’e  gidip, bu ortamı paylaşmak isterdim. 

SELDE KÜTÜPHANE KURTULDU  

İbrahim Irmak’ın ‘’Çok şükür’’ dediği tek gelişme, selde kütüphanedeki kitaplara bir şey olmaması. Üzüntüsü ise, gazetesinin bürosunun  yağmur sularıyla  mahvolması oldu. Bürosundaki binlerce kitap çamur deryası içinde yürekleri sızlattı. 2 kütüphane daha donanırdı bu kitaplarla. 2 semtin daha ışığı olurdu. Semti çok iyi tanımıyorum. Belki başka kütüphaneler de  selin hışmına uğramıştır.  Mal mülk kaybıda insanın içini yakıyor ama, kitap kaybı bir başka.  

 HABER HÜRRİYETİ PİYASADA  

Selden, bir gün önce bastığı gazeteler de nasibini almış; onlar da çamurlara karışmış. Ancak mazeret tanımayan tek meslek gazeteciliktir. Yağmur da yağsa, fırtına-sel de vursa, yangın- deprem de olsa gazetenin baskısı aksamaz. İbrahim Irmak da öyle yaptı. Evindeki bilgisayar ve oğlunun araç-gereciyle kolları sıvayıp yeni sayıya hazırlandılar. 

Allah kolaylık versin. Sen bunu da atlatırsın İbrahim’im.Üzüldüğün kitaplarınsa –ki öyle. Ben bütün imkânlarımla desteğe hazırım.