"Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker"  sözü Kur'an-ı Kerim'de sık sık yer alır. Âl-i İmrân  104, Tevbe Suresi 112, Hûd suresi 116 vb. Dini literatürde insanlara "iyiliği emretmek ve insanları kötülükten menetmek" anlamında kullanılır.

Yanlış yapana karşı susmak değil; doğrusunu usulünce kırmadan, dökmeden akıl vermek, uyarmak, ikna etmek lazım.

Ancak bazen bunu yapmak zor geliyor kimine "büyüğüm" diyerek susuyorsun,  kimine "şu an makul düşünecek durumda değil"  diyerek susuyorsun.

Bu tip durumlar da ise "dua" imdadımıza yetişiyor. "Barış huzur afiyet" dilemekten başka çözüm gelmiyor aklımıza.

Hz. isa Peygamber'den öğrendiğimiz ayette ne diyor:

"Yeryüzündeki değil, gökteki değerleri düşünün.(KOLOSELİLER 3:2)

Hayat bize zor geliyor. Eksik bilgi,  Sabırsızlık ve yetersiz güvenden kaynaklanan zorluk.

Her gece yatarken "yarın şöyle yapalım" der rahatça uyuruz, sabaha çıkacağımız kesin değil oysaki... Ancak Allah bize öyle umut vermiş ki güven içinde yastığa başımızı koyup uyuyoruz. Oysa "uyku yarı ölümdür". Ancak vakti olanlar sabaha ulaşır.

Kur'an-ı Kerim'deki şu ayet bize bu bilgiyi veriyor:

"Allah, ölüm vakitleri geldiğinde insanları vefat ettirir, ölmeyenleri de uykularında ölmüş gibi yapar. Ölümüne hükmettiklerini tutar, diğerlerini ise belli bir süreye kadar (hayata) salar. Kuşkusuz bunda iyice düşünenler için dersler vardır." (Zümer 42).

Mesela yağmur yağdığında ki tavrımız yine "uyku" da gösterdiğimiz gibidir:

Yani yağan yağmur suyunun " tatlı su" olduğuna o kadar güveniriz ki,  barajlarımız dolacak diye seviniriz.  Oysa "acı su" olarak da yağabilir. Allah yine kalplerimize güven vermiştir.

Şimdi de şu ayete kulak verelim:

“De ki: Hak geldi; bâtıl yıkılıp gitti. Zaten bâtıl yıkılmaya mahkûmdur.”  (İsrâ Sûresi, 81)

Düzgün çalışmak, hile içine karışmamak, yalan dolana girmeden işimizi iyi yapmak da ibadettir. Önce ibadet sonra rızık, telaşa gerek yok…

Kur'an-ı Kerim ve Hz. Muhammed'e uyararak yaşarsak; Hakk'ın yani adaletin, olması gerekenin geldiğini ve batılın yani hurafenin yıkıldığını idrak etmiş oluruz inşallah.

Sözümüzü Kur'an-ı Kerim'deki şu ayetle bitirelim:

"Şu da bilinmeli ki, ben tövbe edip yürekten inanan ve iyi işler yapan, sonra da doğru yolda sebat eden kimselere karşı çok bağışlayıcıyım.(Taha, 82)