Bedenini değil ruhunu besle...

Biz ruhla yaşıyoruz dolayısıyla ruhumuzun isteklerini dikkate almamız daha yararımıza olacaktır. Ruhumuza ayak uyduralım.

Dilimiz ise kalbimizin sözlerini seslendirsin.. Duygularımızı doğru bir şekilde ifade edelim. Muhatabımıza derdimizi açık açık anlatabilelim.

Bu şekilde yaşamımızı daha kolay idame edebiliriz. Zira insan sosyal bir varlıktır. Sosyal çevresi ile iletişimini doğru ve güçlü tutarsa hayatı daha anlamlı ve tutarlı olur. Bu durumda kişi bireysel olarak kendi yaşamında tatmin sağlamış olacağı için daha doğru kararlar alarak yoluna devam eder.

Etrafımıza baktığımızda pek çok kişinin doğru kararlar almakta zorlandığını yada kaygı duyduğunu görüyoruz. Hatta pek çok kişi inandığı yada inanmak zorunda hissettiği değerlerle tam manasyla uyum sağlayamıyor. Yani ikilem içinde kalıyor. Bu durum kişi de endişe ve kararsızlık yaratıyor.

Hayat yaşamaya ve yaşatmaya değerdir.

Kendimiz için ve çevremiz için yapabileceğimiz iyi birşeyler illaki vardır.

Bu koşulları sadece iyi bir iletişim ve ruhun doğru beslenmesiyle sağlayabiliriz.

Gündemimiz henüz 19 yaşında iki genç kızımızın acımasızca katli... Ne acı ki katil de henüz 19 yaşında...

Ama sormak isterim…

Daha 19 yaşında iki genç kızın katili olabilmek için 19 senede bu delikanlıya hiçi sevgi gösteren olmadı mı?

Amaç katilleri ve hırsızları cezalandırıp hapse atmak değil onların katil veya hırsız olma sürecini önlemek olmalıdır.

Bu çocuk ilk 5 yılını ailesiyle geçirdi desek kalan 14 yılda koca bir toplum iyi bir şey verememişiz ki kendi yaşındaki iki genç kızımızın acımasızca katline sebep oldu.

Bizim de payımıza düşeni almamız gerekmez mi?...

Vefat eden kızlarımıza Allah’tan rahmet acılı ailelere sabırlar diliyorum… inşallah böyle acılar yaşamayız bir daha…