Z Raporu, özellikle perakende sektöründe kullanılan yazar kasalarda, günün sonunda alınan mali rapordur. •O gün yapılan tüm satışlar, işlemler ve gelirler bu raporda yer alır.

•Gün biter, kasa kapanır ve sistem bir “hesap verme” evresine girer.

•Aynı zamanda bir “gerçeklik muhasebesi”dir. Hiçbir işlem gizlenemez; şeffaflık zorunludur. Z kuşağı da adının ilk harfiyle ironik biçimde Türkiye’nin toplumsal “Z Raporu”na dönüşüyor.

Bu kuşak, geçmişin tortularını görüp, bugünün sistemine ayna tutarak adeta bir toplumsal hesap özeti sunuyor. Neden mi? Gerçeklerin Raporu belli.. Tıpkı yazar kasada saklanamayan satışlar gibi, Z kuşağının dijital aktivizmiyle artık hiçbir gerçek gizli kalmıyor. Sosyal medyada yayılan bir video, bir tweet ya da bir sokak performansı, iktidarın “gizlemeye çalıştığı faturaları” açık ediyor. Gün Sonu Şeffaflığı aranıyor…

Z kuşağı; geleneksel otoritenin, hiyerarşinin ve tek sesli düzenin aksine, çoğulculuğu savunuyor. Bu da tam anlamıyla bir şeffaflık talebi: “Bugün ne yaptınız? Hangi işlemler halkın yararınaydı?” Kapanış ve Yeniden Başlangıç belki gereklidir… Z Raporu sadece kapanışı temsil etmez; aynı zamanda yeni bir günün ön koşuludur. Z kuşağı da eski sistemlerin kapanışına işaret ediyor, yerine yenisini kurmaya hazırlanıyor. Yani bu kuşak sadece eleştiren değil, yeni bir düzene geçişin zeminini hazırlayan bir aktör. Fişsiz İşlem… geçerli değil! Bu kuşak, hesap soruyor. Sorgusuz işlem yok. Tepkisiz karar yok. Z kuşağı diyor ki: “Bize fişi verin. Ne yaptınız, neden yaptınız, kaça yaptınız?” Türkiye’nin Z Raporu Henüz Tamamlanmadı…

Bugün sokakta, ekranda, kampüste gördüğümüz Z kuşağı hareketleri; aslında bu ülkenin geçmişine dair bir toplu bilanço çıkartıyor. Ve belki de bu kuşak, sadece bugünü değil, yarını da şekillendirecek yeni nesil bir “kasa defteri” tutuyor. Z kuşağı Türkiye’nin Z Raporu’dur!!! Geçmişin hatasını, bugünün maliyetini ve geleceğin yatırımını aynı anda sorgulayan bu gençliğe ya kulak verin ya da …